• BIST 9094.06
  • Altın 2324.811
  • Dolar 32.3705
  • Euro 34.976
  • Kayseri 15 °C
  • Ankara 20 °C
  • İstanbul 19 °C

Başbakan Erdoğan: 'Türkiye AB'den daha özgür'

Başbakan Erdoğan: 'Türkiye AB'den daha özgür'
Başbakan Erdoğan AL Jazeraa Türk'e bir mülakat verdi. Başbakan Erdoğan gündemdeki konular ve 17 Aralık soruşturması ile ilgili sorulara yanıt verdi. Başbakan Erdoğan röportajda sorulara gayet açık ve net cevaplar verdi. İşte Başbakan Erdoğan'ın mülakatınd

Başbakan Erdoğan, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın evinde ayakkabı kutuları içinde bulunan paralarla ilgili olarak ''O paralar Halk Bankası'nın parası değil. Yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım; devletin kasası soyuluyor mu soyulmuyor mu?'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Dolmabahçe'deki ofisinde El Cezire'den Jamal Elshayyal'e konuştu. 

İşte röportajdan çarpıcı bölümler:

DEVLETİN KASASINDAN ÇALINAN BİR ŞEY YOK

Aslında şu anda hükümetimiz art niyetlerle hazırlanmış bir senaryoyla karşı karşıya. Bu senaryo ne yazık ki tamamı ile hükümetimize bir darbe yönelimine ait bir senaryo ve bu senaryo tutarlı değil. Söylenenler, iftiralar... Hiçbirisinin devletin kasasından alınan ve çalınan herhangi bir şey olmadığına kesinlikle inancım var. Bizi şu ana kadar başarılı bir şekilde getiren süreç de budur.

İFTİRAYI ATANLAR BEDELİNİ ÖDEYECEK

İktidarımız, hükümetimiz, kesinlikle yolsuzlukların hükümeti değildir. Bu bir iftiradır. Bunun bedelini bu iftirayı atanlar ödeyeceği gibi, muhatap olanlar da yasalar içerisinde halleder.

AYAKKABI KUTUSUNDAKİ PARALAR HALK BANKASI'NIN DEĞİL

Ben yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım; devletin kasası soyuluyor mu soyulmuyor mu? Ayakkabı kutusu içerisinde söylenen olaylar, Halk Bankası'ndan alınan ya da soyulan para değildir. Bu Halk Bankası biz iktidara gelmeden önce görev zararı kaydeden bir bankadır. Şu anda ise Balkanlar'ın, Avrupa'nın kârlı bankalarından bir tanesidir. Bunları görmemezlikten geliyorlar.

BDDK İNCELEDİ

BDDK (Bankacılık Düzenlememe ve Denetleme Kurumu) gelmiştir, incelenmiştir. İncelemelerin neticesinde herhangi bir sıkıntının olmadığına dair raporunu vermiştir. Biz buna mı inanacağız, yoksa iftiralara mı inanacağız? Bizim iftiralarla devlet yönetmek gibi bir derdimiz yoktur.

POLİSTEKİ DOSYA İLE YARGIDAKİ BİRBİRİNİ TUTMUYOR

Bakıyoruz ki, polisteki hazırlanan dosyalarla yargıdakiler birbirini tutmuyor. Bir diğer taraftan da gizlilik kaydı olan bu dosyalar medyaya servis ediliyor. Bunlar yapılamaz. Bunların içerisinde çok itibarlı iş adamları, siyasiler var. Çünkü suç sabit oluncaya kadar insanlar suçsuzdur. Siz kalkıp da bir insanı suçlayamazsınız.
Diyelim ki bu insanlar Türkiye'nin en saygın iş adamları. Bu işadamları hakkında suç sabit olmadığına göre böyle bir açıklama yapıldığı zaman bu insanların finans kuruluşları nezdindeki itibarı ne olacak? Bu itibarı geri iade edebilir misiniz? Yarın bu insanlar bu işleri yine alıp götürecekler. Mesela ben bir örnek vereceğim: Üçüncü havalimanı 42 milyar dolara mal olacak bir havalimanı. Burada biz devlet olarak para ödemiyoruz. Yolsuzluk neresinde bunu göreceğiz. Bu havalimanı 20 yıl bunlar tarafından işletilecek. 20 sene sonra bu havalimanı, devlete teslim edilecek. 42 milyar doları bu insanlar bulacaklar. İçerideki devlete ait, özele ait bankalardan kredi alarak bunu yapacaklar. Belki yurtdışından da kredi alacaklar. Ama siz bu girişimcileri böyle bir lekelemeyle, karalamayla yıpratırsanız bu insanların kredibilitesi sarsılmaz mı? Bu bir ihanet değil mi? Bütün bu adımlar atılırken hukuk bize de hangi yetkileri verdiyse onu yapıyoruz.

GÖREVDEN ALMIYORUZ, SADECE YERLERİ DEĞİŞİYOR

Atamalarda insanların sadece yerleri değiştiriliyor. Bu insanların mesleklerine son verilmiyor. Bu atamaları yaparken de hukuk bize hangi yetkiyi veriyorsa, bu yetkiler içerisinde bunu yapıyoruz. Birileri bir yanlış yapıyorsa, bu yanlış yapanları orada tutmak zorunda değiliz. Bu suistimalin hesabını bunlar birilerine vermek durumundadır. Burada da Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) var. Yargıyla ilgili tasarrufu HSYK yapar. Oraya sevkediliyorlar ve onlar bunun atamalarını, kararını, yer değiştirmelerini yapıyor. Ama güvenliğe gelince bizim yapma yetkimiz var. Onu da biz yapıyoruz.

GÜVENMEDİĞİM İNSANI BAKANLIK MAKAMINA GETİRMEM

Ben güvenmediğim, inanmadığım bir insanı bakanlık makamına getirebilir miyim? Güvendiğim için onları o makama getirdim. Bu arkadaşlarımızın yanlışı çıkacak olursa, yanlışları varsa yargı gereğini yapacaktır.
Bu arkadaşlarım bir iyi niyet göstermişlerdir. Bu ortaya çıktığı zaman, bu tür bir kampanya başlatıldığı zaman "Biz Başbakanımızı rahatlatmak için görevimizden afffımızı istiyoruz" demişlerdir. Kendi arzuları ve istekleriyle görevlerinden çekilmişlerdir. Aslında bazıları istifa diye verdiler. Görevlerinden affını istemişlerdir. O şekilde çekilmişlerdir. Şu anda da bir yargı süreci var. Bu yargı süreci içerisinde her şeyi çok açık, net görme imkanımız olacak.

TÜRKİYE, AB'DEN DAHA ÖZGÜR

Bugün Türkiye, AB (Avrupa Birliği) üyesi ülkelerin hemen hemen tamamına yakınından çok daha özgürdür.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı Seçimi var. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak partimizin vereceği karar bizim için baş göz üstündedir. Ama şu anda bizim hedefimiz 30 Mart seçimleri. 30 Mart seçimine endeksli olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Partimizdeki kuruluşta aldığımız prensip kararı üç dönem arka arkaya milletvekili olan bir dönem ara vermek durumundadır. Ondan sonra tekrar aday olabilir. Bu şu anda bizim partimizde geçerlidir. Bu kararı değiştirebilecek merci de partimizin genel kuruludur. Başka bir merci de bunu değiştirmez. Ben kendim böyle bir teklifi asla getirmem.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39