• BIST 9079.97
  • Altın 2299.857
  • Dolar 32.3206
  • Euro 35.0966
  • Kayseri 21 °C
  • Ankara 22 °C
  • İstanbul 19 °C

Başbakan yardımcısı Kurtulmuş,K.hamam'da açıklamalar yaptı

Başbakan yardımcısı Kurtulmuş,K.hamam'da açıklamalar yaptı
Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş,Kızılcahamam'da açıklamalar yaptı.
Numan Kurtulmuş, Terörle mücadelede hükümetin üç aşamalı bir çalışma içerisinde olduğunu belirterek, Terörün tamamen bölgeden arındırılması, rehabilitasyon dönemi ve bütün bunlardan sonra hukukun diliyle konuşacak bir sürecin başlaması olarak değerlendirdi. Kızılcahamam Belediyesi’nin ev sahipliğinde Anadolu yayıncılar Derneğinin organize ettiği Ulusal ve yerel medya mensuplarının katıldığı medya programında Anadolu gazetesi Genel Yayın Müdürü İbrahim Gökdemir’in sorularını cevapladı. Sultanahmet saldırısını 20 Temmuz'dan bu yana karşı karşıya kaldığımız sistematik saldırılardan birisi olarak değerlendiren Kurtulmuş, “Sultanahmet saldırısı Suriye'de devam eden vekalet Savaşları'nın Türkiye'ye yansıması olarak değerlendiriliyor. Son derece sinsice, haince bir saldırı” dedi.

AMAÇLARI TÜRKİYE'Yİ İSTİKRARSIZLIĞA SÜRÜKLEMEK 
Kurtulmuş şöyle devam etti "Terör meselesinden istifade ettikleri aşikar, çok kapsamlı, örgütlerin arkasındaki bir takım güçlerin de işin içinde olduğu bir süreçle karşı karşıyayız. Hangi örgüt kullanılırsa kullanılsın, bölgenin biraz daha istikrarsızlaştırılması, yapılabilirse Türkiye'nin kendi içine dönerek siyasi ve iktisadi istikrarsızlığa sokulması gibi bir amaç olduğu görülüyor. Büyük resmi görüyorsak biz de bu terör çevrelerine inat, ekonomik ve istikrarı korumak, iç bütünlüğümüzü sağlamak üzere üzerimize düşeni yapacağız. Zor bir süreç, herkesimin teröre karşı en azından ortak bir dil kullanmasını, anlayış birliği içinde olmasını arzu ederiz. Sistematik terör saldırıları karşısında dost ve müttefik ülkelerin de Türkiye'nin yanında yer almasını arzu ederiz. Bugün bize yapılan yarın başka ülkelere yapılabilir. Hiç kimsenin terörü tasnif etmeye, sınıflandırmaya Hakkı da yoktur. En iyi korunan yerler bile terör saldırısı ile karşı karşıya kalıyor.

TERÖR ÖRGÜTÜ HAREKET EDEMEYECEK NOKTAYA GETİRİLECEKTİR
Terörle mücadele konusunda oluşmuş bir ulusal milli ittifakın olduğundan bahsedebiliriz. Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlarımız da dolmak üzere, halkımızın büyük bir kısmı operasyonlara destek veriyor ama bunun bir an önce sonuçlandırılmasını istiyor. Sivil ölümler de oluyor, ufacık çocuklar da hayatını kaybediyor. Bitirilmesinden kasıt da terör örgütünün bu faaliyetleri sürdürülemez noktaya getirmesidir. 12 ilçenin çoğunda önemli mesafeler alındı. Terör örgütü hareket edemeyecek noktaya gelinceye kadar bu mücadelenin sürmesi gerekir. 

REHABİLİTASYON SÜRECİ BAŞLAYACAK, ŞEHİRLER YENİDEN İMAR EDİLECEK
İkinci aşamada eş zamanlı olarak yapacağımız şey çok güçlü bir rehabilitasyon sürecini uygulamak. Geçtiğimiz hafta Bakanlar Kurulu'nda karar alındı. Bendenizin koordinatörlüğünde bütün bakanlıklara bölgenin ayağa kalkması bu bölgedeki atmosferin giderilmesi konusunda tahmin ediyorum ki önümüzdeki bakanlar kurulunda bir Master planı çıkar. Biliyorsunuz bazı adımlar atıldı, esnafa destek, SGK ve Vergi borçlarının ertelenmesi gibi. En önemlisi de şehirlerin yeniden imarına yönelik olarak bir dizi ve çok kuvvetli çalışmaların yapılması gerekiyor. Rehabilitasyon konusunda önemli şeylerden birisi halkın tamamının güvenlik ve esenlik duygusunun yeniden inşa edilmesi lazım. İnşallah Türkiye'de milli birlik ve kardeşlik süreci adımları atılacak. 

HUKUKUN DİLİYLE KONUŞACAK SÜREÇ BAŞLAYACAKTIR
Hiçbir şekilde tarih vermeyiz, ama terör örgütü tamamen hareketsiz hale getirilinceye kadar operasyonların sürmesidir. Bir an önce bitmesini isteriz. İsteriz ki yarın sabah bitsin. Türkiye'nin esas meselesinde terör örgütünü tamamen bertaraf ettikten sonra barışın, hukukun diliyle konuşacak bir süreç muhakkak başlayacaktır. Reform dediğimiz adımlar atılacaktır. Bu işin hem kendisi hem de sahibi millettir. 


AKADEMİSYENLERİN BİLDİRİSİ MAHŞERİ VİCDANI YARALAYAN METİNDİR
Herkes istediği görüşü açıklayabilir. Buradaki problem görüşlerin açıklanmış olması değildir. Bu görüşler açıklanırken, Türkiye'deki realitenin dışında sadece yanlı değil, yanıltıcı metnin tahmin ediyorum ki bir kısım akademisyen okumadan imzaladı. Mahşeri vicdani yaralayan bir metindir. Buradaki esas üzerinde konuşmamız gereken bir şey, sanki güvenlik kuvvetleri kalktılar, Silopi ve Cizre'de operasyon yapalım dediler, böyle başladı. Bu değil, Hendek kazıldı, bombalar patlatıldı, uzaktan hedef alındı. Tabiri caizse güvenlik kuvvetleri can havliyle bölgedeki vatandaşın canını ve malını korumak için harekete geçti. Can havliyle terör örgütünün faaliyetleri engellenmeye çalışılıyor. 

HİÇ KİMSE KENDİNİ KANUN YERİNE KOYAMAZ
Asla bu görüntüleri tasvip etmek mümkün değil. İnsanlar fakirlerini açıklar, bunda eğer hukuk dışı bir takım uygulamalar varsa gerekli düzenlemeleri bu işten sorumlu olan vatandaşlar yapar. Hiç kimsenin kendini kanun yerine koyma Hakkı yoktur. Hiç kimsenin karşı tarafı ötekileştirmek, düşmanlaştırmak Hakkı'na sahip değildir. Bu da terörün amaçlarına hizmet eden bir tavır olur. Kimse Nasıl mahşeri vicdani yaralamış hukuk dışı bir iş varsa buna karşı çıkıyorsa, hiç kimsenin tehditler, hakaretler karşı tarafı ötekileştirmek şeytanlaştırmak gibi Hakkı yoktur.

HDP'YE HİZMET İÇİN OY VERİLDİ, BU KİTLE HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADI
Terörün niteliği itibariyle hakikaten insanlık dışı olduğunu düşünüyoruz. Onun için başından beri hep uyardığımız konu, HDP'ye bazı tavsiyelerde bulunmaya çalıştık. HDP bu insanlar bölgedeki ve Türkiye'nin başka bölgelerinde insanlar bunlara oy verirken bu partilerden seçtikleri insanları kendilerine hizmet etsinler diye oy verdiler, aynı şekilde Türkiye'nin başka yerinde oy veren insanlar HDP'nin demokratik gelişmeye katkı sunması için oy verdi. Bu kitle hayal kırıklığına uğradı, asla bunu tasvip etmiyor. Bir Türkiye partisi olma iddiası, barış yanlısı söylemler, Türkiye'nin söylediği dil, parlamentoya taşıdığı ana fikir burası. Kendisini parlamentoya taşıyan ana fikirdir HDP uzaklaşmıştır. Bir kere dönüp dağa karşı gelecek sözler söylemesi gerekirdi. 

PARTİ KAPATMAK, DOKUNULMAZLIK KALDIRMAK SONUÇ DEĞİL
Milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmak, parti kapatmakla Türkiye bir sonuç alamadı. Herkesin üzerine düşeni yapması, HDP'nin de terörle arasına ciddi mesafe koyması, eğer bunlar gerçekleşmiş olsaydı, bugün karşılaştığımız sıkıntıların büyük kısmıyla karşılaşmış olmazdık. Partilerin içerisinde suç işleyenler varsa bu suç işleyenlere karşı yapılması gerekenler yapılır. 

4 YIL DAHA SEÇİM YOK
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Başkanlık sisteminin olabilmesi için AK Parti'nin baskın seçim yapacağı iddialarını da cevapladı. Kurtulmuş, "Biz, 2 Kasım sabahından beri şunu söylüyoruz, Türkiye geçtiğimiz yıl 4 seçim yaptı, önümüzdeki 4 yılda seçim yok, bunu çok iyi değerlendirmemiz lazım yüzde 49.5 çok büyük bir halk desteğidir ve tazelenmiş irade beyanıdır. Ortaya bir hükümet programı koydu ve icraatlarına çok hızlı devam ediyor. Bunun omurgası siyasi ve iktisadi reformları tamamlama omurgasına oturmuştur. Bir anayasal reform sürecinin başlatılması bunlardan bir tanesidir" 

BİR ANAYASA YAPMAZSAK HİÇBİRŞEY YAPMAMIŞ OLACAĞIZ
Bizim anayasa değişikliğinden anladığımız dostlar alışverişte görsün Kabil'inden bir kozmetik anayasa değişikliği değildir. Bu Anayasa tartışmaları zemininde Türkiye başkanlık sistemini de tartıştı, 80 öncesi de anayasa değişikliği var. Bugün itibariyle de artık mutlaka yapmak atmak mecburiyetinde olduğumuz bir adımdır. Diyoruz ki bizim bir önyargımız yok. Başkanlık sisteminin etkin bir adım olduğunu düşünüyoruz ama diyoruz ki herkes gelsin eteğindeki taşları döksün, reformları yapsın. Türkiye'de hangi konuları konuşursanız konuşun iş geliyor, Başkanlık sistemine dayanıyor. Ruhu ve felsefesi çarpık olan bu anayasa devam ettiği sürece en temel düşünce olan devlet millet kaynaşması sağlanamaz. Bürokratik oligarşi hortlağının her zaman hortlaması tehlikesi kaçınılmaz. Bu parlamentonun millete karşı bir ödevi olduğunu düşünüyorum. Bir anayasa yapamazsak hiçbir şey yapmamış olacağız. 

AK PARTİ KÜÇÜK HESAPLAR PEŞİNDE DEĞİLDİR
AK Parti'nin CHP'nin MHP'nin anayasası olmayacak. Partilerin anayasa teklifleri olur. Milletvekilleri kendi vicdanlarına göre karar verir. AK Parti hiçbir zaman kendi dediğini yaptırma noktasında küçük hesapların peşinde olmaz. Arama konferansları, stöler, herkes devreye girecek, kararı millet verecek. 
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39