• BIST 9079.97
  • Altın 2325.218
  • Dolar 32.3458
  • Euro 34.9467
  • Kayseri 7 °C
  • Ankara 14 °C
  • İstanbul 12 °C

Başbakan'dan Önemli Açıklamalar

Başbakan'dan Önemli Açıklamalar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisini grup toplantısında konuşuyor...
İŞTE BAŞBAKAN'IN AÇIKLAMALARI:

Hama'da katledilenlere de Avrupa'nın sesini duyamadık. Katliam kadar katliama sessiz kalınması da önemli bir yara açtı, vicdanların daha fazla kanamasına neden oldu.

1982 yılında Suriye Hama'da gerçekleştirilen katliam tüm Dünyada Müslümanların kalbinde yara açtı. O katliamı gerçekleştirilenler belki mahkemelerde yargılanmadı ancak Müslümanların nezdinde katliamcı olarak anıldılar.

Irak'ta Mısır'da Libya'da Suriye'de kendi halklarına karşı kaplan kesilen bu diktatörler işgal altındaki toprakların istismarını yaptılar.

Topraklarına gelen yabancı güçleer çıt çıkarmadılar. Güçleri sadece kendi halkına yetti. İşgal edilmiş şehirlerini değil kendi haklarını kuşattılar. İran-Irak saaşında 1 milyon askeri kim öldürdü? Halepçe'de Kürtleri siyonistmer mi katletti? Basra'da Necef'te yabancılar mı katletti? Tamanını kendini müslüman gören zalimler dikatöterler modern firavunlar yaptı.

Babalarının izinden giderler hak ettiklerini mutlaka bulacaktır. Baba Esad işlediği cinayetleriin hesabını bu dünyada vermedi ama vicdanlarda acımasız bir diktötür olarak tarihe adını yazdırdı.

Hama'nın hesabı sorulmadı ama emin olunuz ki Humus'un hesabı sorulacak. Madem ölene kadar savaşacak kadar kahramandın neden Golan Tepeleri için ölene kadar savaşmadın. Senin kahramanığın senin masum halkına mı? Bu kahramanlık değil korkudur. Her zalimin kalbine sinmiş acziyettir, zavallılıktır. Mazlumun ahı er yada geç mutmaka çıkar.

Suriye bizim için öyle sıradan komşu, Suriye halkı bizim için sıradan bir halk değildir. O bölgedeki her bölgede ortak tarihimizin örneklerini görürsünüz.

Biz anamuhalefet ve diğer muhalefet partilerinin yaptığı gibi halklarını katledenlerin sırtını sıvazlamayız. CHP gitsin Baas Partisi'ne destek versin.

Biz son yıllarda Beşar Esad'a hep önerilerde bulunduk, dedik ki babanızın izinden gitmediğinizi Suriye halkına gösterin. İyi niyetle reformları bu yüzden destekledik. Ama verdiği sözü çiğnedi Esad.

Esad sana anladığın dille sesleneceğim, men dakka dukka. Ey Beşar eden bulur.

Suriye'nin dört bir yanında cinayetler devam ederken uluslararası toplum dur diyememiştir. Esad bunu açık çek olarak yorumlarsa bunun hesabını kim verecek. Suriye üzerinden güç mücadelesi verenler bilsinler ki akan kan üzerlerine sıçrıyor.

Zalimin eline öldürme lisansı verilmesi kabul edilebilir değildir. BM Güvenlik Konseyinde veto edenlerin sorumluluğu büyüktür.

BM üyesi kimi ülkelerden gelen açıklamalar büyük bir duyarsızlık, pişkinlik olduğunu gösteriyor. Suriye meselesi kutuplar arası çekişmelere kurban edilemez.

Biz Suriye için diplomasinin bütün kanallarını kullanıyor dünyanın ilgisini buraya çekiyoruz. Suriye yönetiminin değil halkının yanında yer alacak ülkelerle yeni bir girişimi başlatacağız. Bunun hazIrlıklarını yapıyoruz.

KILIÇDAROĞLU VE O YAZAR İSRAİL'E GİTSİN

Haftaiçi yaşanan tartışmalar yaratılan ortamı herkesin iyi analiz etmesini isterim. Tekrar ediyorum, haftaiçi il başkanları toplantısında yaptığım açıklamadaki sözlerimin arkasındayım.

Eskiden hatırlarsınız ABD'nin yerel bir gazetesinde bile çıkan küçücük haber Türkiye'de büyütülürdü. Şimdi ise dünya medyasında yer alıyoruz. Neredeyse her gün bir inceleme, makale çıkıyor.

Biz yoğun mesamizde bu yoğunluğa gereken ilgiyi göstermiyoruz. Seçiçi davranıyoruz. Geçtiğimiz günlerde ABD'li bir yazar haksız bazı açıklamalarda bulundu. Normalde biz buna güler geçeriz ama bu yazarın sözleri CHP lideri tarafından cımbızlandı. Bir kere bu tartışmayı başlatan sayın Kılıçdaroğlu'dur. Bunun iyi görülmesi gerek.

Bir de şu konunun iyi anlaşılması gerek, bu yazar Türkiye'ye gelmiyor ama İsrail'e gidiyor. Bizim bu sözlerimize bu yazar "İsrail'de tutuklu gazeteci yok" dedi. Kılıçdaroğlu da papağan gibi bu sözleri tekrar etti. Umuyorum ki İsrail'e arka çıkan bu sözleriyle birilerinin ilgisine mazhar olmuştur. Hatırlarsanız Mavi Marmara baskını günlerinde de biz İsrail'i eleştirirken cevap Kılıçdaroğlu'dan geliyordu.

Şimdi CHP olarak o yazarı da Türkiye'ye davet etmişler. Buradan kendilerine sesleniyorum, şayet o yazar davete icab ederse daha sonra da beraber İsrail'e gitsinler. Dünyanın en büyük açık hava hapishanesi Gazze'ye bakarak o sözlerini tekrarlasınlar: "İsrail'de tutuklu gazeteciler yok" desinler.

Onlarca Fislistinli gazeteci, yazar, aydın, Filistin sokaklarında vurularak öldürüldüler. Onlarcası gurbet ellerinde memleket hastretiyle yıllarını çürüttüler.

Ha bunlarda yetmiyorsa İsrailli gazetecilere gitsinler İsrail Askeri Sansür Kurumu'nu sorsunlar.

Bakın anamuhalefet lideri çok yanlış bir politika güdüyor. Daha da önemlisi bu kampanyayı yapan sayın Kılıçdaroğlu bunu Ergenekon davasını hedef alarak yapıyor. Madem öyle neden gidip Roj TV'yi de savunmuyorsun Kılıçdaroğlu?

Türkiye'de öyle bir ifade özgürlüğü var ki yıllarca için attığın Dersim meselesini sen hariç herkes konuşuyor. Sen kendi partine ifade özgürlüğü yasaklıyorsun Dersim meselesini konuşmayı yasaklıyorsun ama bütün dünyaya ifade özgürlüğü kısıtlanıyor diyorsun.

DİNDAR GENÇLİK MESELESİ

Gelelim dindar gençlik meselesine; bu tartışma o kadar bayattır ki taa 31 Mart 1908'e kadar dayanır. Bu irtica meselesi çeşitli dönemlerde öne çıkartılarak milli irade hep baskı altına alınmıştır. Türkiye hiç bir zaman irticaya prim vermedi. Ama kimi susuturmak istedilerse, kimi kısıtlamak istedilerse irtica, yobaz dediler.

Biz bu yolda elinden irtica bahanesi alınanca kimlik bunalımı yaşayan o yazarlar değil milletimiz kılavuz edebilir. Onların verdiği veryansın değil milletimin halkımın veryansı önemlidir bizim için. Milletimin veryansını da sandıktır.

Sizler faizle insanı sömürdünüz, sömürülmesine vesile oldunuz. Biz faizi yüzde 65'de almıştık, yüzde 10'lara kadar indirdik. Hiçkimse bize çok bilmiş edasıyla parmağını sallayamaz, istikamet belirleyemez. Bizim rotamız millettir. Bizim planlarımız programlarımız saçim öncesi halkımıza sunulmuştur. Halkımız da buna onay vermiştir.

Kimse bizim ensemizde "irtica" diyerek boza pişirmeye çalışamaz, bizim iktidarımızda "ikna odaları" yok sayın Kılıçdaroğlu.

Bu ülkede dindarlara onyıllar boyunca ikinci sınıf insan muamelesi yapıldı, aşağılandı. İkna odalarında başörtülü kızlara işkence edenler CHP tarafından korundu, milletvekili yapılarak ödüllendirildi.

Bizim kimsenin dindarlığını ölçmek gibi bir amacımız yoktur haşa, ama CHP yıllarca laiklik düzeyini nasıl ölçtüğünü anlatsın. İkna odalarını anlatsın. Bizim onların yıllarca yaptıkları gibi öğrenci formatlamak gibi bir amacımız yok. Biz 9 yıldır dayatmanın içinde olmadık. Bundan sonra da olmayız.

Tabletli, internetli, bilgisayarlı, akıllı tahtalı sınıflarda ancak bilgisayar programlarsınız, insan programlayamazsınız.




  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39