• BIST 8718.11
  • Altın 2243.646
  • Dolar 32.3307
  • Euro 35.1486
  • Kayseri 3 °C
  • Ankara 2 °C
  • İstanbul 7 °C

Bizim Mandelamız, bizim Gandimiz

Bizim Mandelamız, bizim Gandimiz
Afrika'da bir inci Gabon.

Dünyanın en bakir koylarında, pırıl pırıl bir deniz ve kilometrelerce uzanan sahilleri vardı.

Afrika'nın kendine özgü egzotik havası içinde, peri masallarından çıkmış gibi duruyordu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bir koyda paçalarını sıvamış, bir sandalın ucunda yoksul bir balıkçı ile sohbet ettiği fotoğraf kareleri vardı ya işte orasıydı Gabon.

Ama o tüm güzelliği yok eden korkunç bir mazisi ve o geçmişi bugüne taşıyan izleri vardı.

Beyaz insanların, siyahları gemilere doldurup sonu ölümle ya da kölelikle biten yolculuğa çıkardıkları limanlar.

Siyahların bir daha dönmemek üzere son kez geçtiği kapı ve siyah kölelerin gemilere bindirildiği iskeleler...

Orada daha iyi anlamıştım siyah olmanın ne demek olduğunu ve orada iliklerime kadar hissetmiştim bir daha geri dönmemek üzere çıkılan yolculukları.

Güney Afrika'da ise, siyahların beyazlardan ayrılan otobüs duraklarını ve toplu taşıma araçlarında siyahların oturabilecekleri koltukları...

İnsanlığımdan utandığım anlardı.

Gabon'da sahilin tam karşısında lüks yazlıkları ile denizin ortası göz kamaştırıcı bir güzelliğe sahip olan küçük bir ada dikkatimizi çekmişti.

Gabonlu rehberimize,'Tatilinizi orada mı yapıyorsunuz?' deyince, 'Bizim oraya girmemiz yasak' demişti. Bu çağda hala beyaz efendilere aitmiş orası. 'Hala neden' diye ısrar edince Gabonlu genç, 'Ne bileyim yaa' diye tepki göstermişti.

Afrika'yı, Afrika'da siyah olmayı, beyaz insanların zulmünü, köle tacirlerini, kölelerin gemilere bindirildiği limanları, ölüme ya da köleliğe doğru giden gemileri anlamadan Mandela'yı anlamak mümkün değil.

Güney Afrika'da Irkçı ,' Apartheid' rejimine karşı verdiği mücadele ile efsaneleşti.

Yıllarını cezaevlerinde, mahkeme köşelerinde, işkence odalarında geçirdikten sonra, vicdanı kara ama kendi beyaz olanlara siyahların da insan olduğunu ve eşit haklara sahip olduklarını kabul ettirdi.

Kölelerin çocukları için bu büyük bir devrimdi.

Mandela'yı büyüten elbette ki mücadelesiydi. Ama Mandela asıl davası uğruna ölümü hakir gördüğü zaman büyümüştü zaten.

Aynen Gandi gibi.

İngiliz sömürgesine karşı bir ulusun sesi, mazlum milletlerin uyanışının öncüsü oldu.

O yüzden tarihe geçtiler.

O yüzden biri Gandi diğeri Mandela oldu.

Hep düşünmüşümdür İslam dünyasından da bir Gandi ya da Mandela neden çıkmadı diye.

Davası uğruna idama gitmekte tereddüt etmediği için saygıyla selamlıyorum Nil'in çocuğu Seyyid Kutup'u...

O bir öldü bin dirildi.

Bugün Müslüman Kardeşler hareketi şehirlere, ülkelere, kıtalara sığmadı. Diktatörlüklerin korkulu rüyası oldu.

Kan çiçekleri gibi açtılar Afrika'dan Ortadoğu'ya....

Ve artık bizim de Mandelalarımız, Gandilerimiz var.

Muhammed Mursi bugün bizim için Mısır'ın seçilmiş meşru Cumhurbaşkanı ve darbeye boyun eğmeyen lideri olmanın ötesinde bir anlam ifade ediyor.

Artık o bizim Mandelamız...

O seçilmiş bir cumhurbaşkanı olmanın ötesinde, darbeyle devrilmiş olmanın da ötesinde bir anlam ifade ediyor.

Darbeye karşı eyvallah etmeyen bir lider o.

Darağacına karşı darbecilere boyun eğip, onlardan nedamet dilemeyen biri o.

Sisiler belki bugün kazandı. Ama Ortadoğu'nun ve Afrika'nın geleceğinde Mursiler olacak.

Aynen Mandela gibi.

Bir başka Mandelamız daha var.

İnşallah sizler bu satırları okurken o idam sehpasın canını vermemiş olur.

Bangladeşli Abdulkadir Molla'dan söz ediyorum.

Bir zamanlar Cezayir'de seçimle gelmiş İslami Selamet Cephesi'ne yapılanlar bir süredir Bangladeş'te İslami Selamet Cephesi'ne uygulanıyor. Şimdi Mısır'da Müslüman Kardeşler'e yaptıkları gibi.

Ellerinden gelse Türkiye'de AK Parti'ye ve Erdoğan'a yapmak istedikleri gibi.

Bangladeş'te 39 yıl geriye işletilen yasalarla, demokratik bir mücadele veren Cemaati İslami'nin 91 yaşındaki lideri Ghulam Azam önce idam cezasına çarptırıldı sonra cezası müebbet hapse çevrildi.

Cemaati İslami'nin genel sekreteri Abdulkadir Molla ise ya bu sabaha karşı idam edildi ya da edilmek üzere.

Gözyaşlarımız, dualarımız, yakarışlarımız onlar için.

Onlar bir ölüp bin dirilecekler.

Ve onların mücadelesi sonucunda İslam coğrafyasında demokrasi ve özgürlüklerin çiçekleri açacak.

Onlar da bizim Mandelamız, Gandimiz dedim ama geri alıyorum.

Mandela Mandela'dır, Gandi Gandi.

Onlarsa bizim Mursi'miz ve Abdulkadir Mollamız....
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • İmamet Sistemi Teşkilâtı Esasiye Kanunu Taslağından Maddeler26 Aralık 2012 Çarşamba 10:44
  • Avrupa kurban olsun kara kaşına02 Ekim 2012 Salı 09:06
  • Bu kadarını PKK bile yapamazdı31 Ağustos 2012 Cuma 12:10
  • CHP neden Kürt raporu yazamıyor?30 Ağustos 2012 Perşembe 09:52
  • SALAVAT-I ŞERİFENİN BÜYÜK FAYDASI01 Ağustos 2012 Çarşamba 18:37
  • Bırakın mugalatayı dosdoğru cevap verin04 Temmuz 2012 Çarşamba 10:13
  • Fenerbahçe, Gülen cemaati ve medyamızın hali15 Mayıs 2012 Salı 13:50
  • KAYSERİ ECZACI ODASI BAŞKANI OĞUZHAN ULUTAŞ:14 Mayıs 2012 Pazartesi 12:11
  • O ihtimal hala var...23 Ocak 2012 Pazartesi 14:01
  • ‘Kolay’a kaçmamak23 Ekim 2011 Pazar 15:46
  • EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0352 231 31 39