YENİ AKİT KÖŞE YAZISI SİNAN BURHAN
Bu yürüyüşe adalet yürüyüşü dedi. Bu yürüyüşle ilgili bizim mahallede bir kaos endişesi var. Bu yürüyüşten bir Gezi ayaklanması çıkacağı şüphesi, bir koas beklentisi var. Ben herhalde daha iyimserim.
Bu yürüyüşün kısa vadede bir darbe arayışı olmadığını, asıl hedefin Cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu düşünüyorum.
Gerek sosyal medyada, gerek bizim mahalledeki yazılı ve görsel medyada bu yürüyüşün bir isyanla sonuçlanacağı düşüncesi var.
Eğer benim bilmediğim bir bilgi ve belge varsa bilemem. Ancak bunca yıldır Ankara’da gazetecilik yapan ve siyaseti yakından takip eden biri olarak şunu söylüyorum.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 16 Nisan tarihinde alınan yüzde 48,5’luk bloku bir arada tutmak istiyor. Hayır blokunu diri tutarak 2019 yılındaki seçimlerde Erdoğan’a karşı zafer kazanma hesabında.
CHP’lilerin son dönemde kullandıkları dil son derece ilginç. Klasik Cumhuriyet, Atatürk, Rejim tartışmaları yerine milletin ortak sorunlarını ele alma çabası görüyorum. Bu konuda ciddi bir ekip ve üst akıl var.
Referandumda benimsenen dilin sürdüğünü görüyorum. Bu şekilde Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar gidilecektir.
Bütün hedef Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Erdoğan’a kaybettirmek. Bu hesabın tutmayacağını, milletin Erdoğan’ı tekrar seçeceğini düşünüyorum. Millet kendine hizmet edene her daim sahip çıkmıştır.
Daha önce de ifade ettiğim gibi bu yürüyüş her şeyden önce demokratik ve meşru bir yürüyüştür. Ben Kılıçdaroğlu’nun yürümesinden rahatsızlık duymuyorum.
Kılıçdaroğlu ve CHP’nin bu yürüyüşüne farklı bir pencereden bakıyorum. Herkesin bu çerçeveden bakmasında fayda var. Ankara’dan İstanbul’a arkasına teşkilatını alarak yürümek, bence Türk demokrasisinin kalitesini gösterir.
Şu ana kadar da hükümet bu yürüyüşün sağlıklı olması için gerekli tüm önlemleri alarak üzerine düşeni yapmıştır.
Sağlık problemi yaşayanlara anında müdahaleler yapılmaktadır. Provokatif girişimlere müsaade edilmemektedir.
Emniyet mensupları ve sağlık ekipleri ile yürüyüşün güvenliği sağlanmaktadır. Yürüyüş sonuna kadar da bu önlemler devam ettirilmelidir. Bir kişinin bile burnu kanamadan bu yürüyüş son bulmalıdır.
Şunu da açıkça ifade etmem gerekir. Her ne kadar bu yürüyüş CHP’nin demokratik hakkı ise de toplum ve kamu düzeninin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi, provokasyonlara izin verilmemesi de o kadar önemlidir. Aksi takdirde sorumlusu Kılıçdaroğlu’dur.
Bu yürüyüşün asıl hedefinin 2019 olduğunu tekrar söylemek isterim. Benim kanaatime göre bu organizasyonun adı da şekli de şemali de, hedefi de 2019 seçimleridir.
CHP Genel Başkanı’nın sık sık kurmayları ile beraber iki lafın arasına sıkıştırdıkları “bu bir CHP yürüyüşü değildir” ve “her kesimi kapsıyor” söylemlerine bakacak olursak, 2019 öncesi muhalefette bir kutuplaşma ya da kenetlenme organizasyonu yapılmaktadır.
Farklı kesimleri bir araya getirme, bir kanaati ortaya koyup, bir kanatta buluşturma girişimidir. 2019 seçimleri öncesi yürüyerek bir kenetlenmiş muhalefet oluşturmak…
Her ne şekilde olursa olsun, Gezi benzeri ayaklanma ya da her hangi bir darbe kalkışması söz konusu olursa yine dimdik ayakta her türlü girişimin karşısında olduğumuzu da belirtmek isterim.
Yürüyüş esnasında zaman zaman ilginç olaylarla da karşı karşıya kalıyoruz. Skandal açıklamalar, insanları sokağa davet eden provokatif söylemler, terör örgütü marşlarının çalınması…
Bu yaklaşımlar kabul edilemez. CHP’nin elbette muhalefet hakkı var. Ancak tekrar tekrar söylüyorum. Kamu düzeni asla bozulamaz.
Gezi benzeri bir kaos kabul edilemez. Bu millet kendi hakkını savunur. Her türlü ara rejim ve darbe arayışlarına karşı durur. Millet sandıkta aldığı hakkı sokakta teslim etmez.
YENİ AKİT KÖŞE YAZISI SİNAN BURHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.