Bir gün önce Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki’nin annesi vefat edince memlekete gidişimizi erkene aldık.
Her ölüm erkendir diye güzel bir sözümüz var. Çevre Bakanımızın annesinin ölümü de Özhaseki’ye göre erken ölüm olarak değerlendirilebilir. Elbette bizler kadere inanmış insanlarız ancak Peygamber Efendimiz(sav) buyuruyor ya ‘ölüm olunca kalp acır göz yaşarır’. Nihayetinde insanız.
Bir başka nokta ise anne ve babalarımıza göre bizler hiçbir zaman büyümeyiz. Hâlâ onların gözünde birer çocuk olarak kalırız. Bizler ne kadar büyüsek de anne ve babaya her dem muhtacız.
Sayın Bakanımız Mehmet Bey’e taziyemi ilettikten sonra köyümüze geçtik. Tabi yurdun dört bir yanında olduğu gibi bizde de ikindi namazı sonrası mezara gidilir.
Mezara gidince başta Peygamberimiz olmak üzere cümle geçmişlerimize birer Fatiha okuruz. Bayram vesilesi ile eş dost köylü ile hasret gidererek sıla-i rahim yaptık.
Dinimizde en makbul ibadetlerden birisidir sıla-i rahim. Başta anne ve babalarımız olmak üzere, yolunda gezdiğimiz köyümüzle, suyunu içtiğimiz çeşmemizle hasret gideririz.
Neyse, bayram günü eş dostla bayramlaşma yaptık. Peder biraz rahatsız olduğu için köylü kentli sağ olsunlar akın akın geldiler.
Elbette, düğünde, cenazede eş ve dostla daha güzel. Bu arada Almanya’dan gelen dayım Mustafa Yılmaz “Yiğenim senin kulağın deliktir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bugün camide rahatsızlanmış. Çok üzüldük senin haberin var mı” dedi.
Ben de duymadım ama hemen araştırayım dedim. Neyse daha fazla araştırmama gerek kalmadan Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın açıklaması imdadıma yetişti. Şekere bağlı bir tansiyon kaybı yaşamış ve halsiz kalmış.
Buradan Cumhurbaşkanımıza Allah şifa versin diyorum.
Bu girizgâhtan sonra bizim köy evinde konuşulanları aktarmak istiyorum.
Bizim köylülerden birisi dedi ki Kayseri şivesi ile, “Aman gadalarını alayım Erdoğan’ım bir 20 sene daha ölmesin.” Anlamı Erdoğan 20 yıl daha başımızda kalsın demek istiyor.
Elbette Mevla kime ne kadar ömür verir biz onu bilemeyiz. Köylü vatandaşımız devam etti: “Biz Erdoğan zamanında traktör aldık. Ev aldık. İş kurduk. Onun zamanında elimiz ekmek tuttu. O giderse bizim düzen bozulur.”
Bir başka köylümüz “Ne gördükse bu adam zamanında gördük. Ona bir şey olursa işlerimiz kesat. Bu Kılıçdaroğlu ülkeyi yönetemez. Bu sola, ülke mi teslim edilir” dedi.
Bir başka vatandaş ise “Bahçeli iyi adam ama o da ülkeyi yönetemez. Zaten tek başına iktidara da gelemez. O nedenle en iyisi Erdoğan” ifadelerini kullandı.
Bir başka köylümüz “Erdoğan zamanında tank yaptık, gemi yaptık. Dünyaya kafa tutuyoruz. O nedenle Erdoğan’a düşmanlar” dedi.
Buradan şunu çok net söylemek isterim. Köylü, esnaf bidon kafalı değil.
Bazıları bizim milleti koyun yerine koyuyor. Bu konuda fena halde yanılıyor. Bizim insanımız basiretli oy kullanıyor.
Cumhurbaşkanını çok seviyor ama bunu sadece duygusal nedenlere bağlayamayız. Aklı ve feraseti ile hareket ediyor. Erdoğan’ı istikrarın sembolü olarak görüyor.
Erdoğan’la ilgili sağlık haberi bizim köyü bile dalgalandırdı. Köylü Erdoğan’a dua ediyor. Erdoğan’ın ülkemize çağ atlatacağını düşünüyor.
Yeri gelmişken Cumhurbaşkanımızdan köylünün bir isteği var: “Kocasinan Çiftçi Malları Koruma Derneği bizden para topluyor.
Hizmet vermiyor. Biz bu konuyu Kayseri vekillerimize defalarca söyledik ama çözüm olmadı.
Cumhurbaşkanımızdan yardım bekliyoruz” diyorlar. Yazımın sonunda, Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı olarak dernek adına Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a geçmiş olsun diyorum.
YENİ AKİT KÖŞE YAZISI SİNAN BURHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.