• BIST 9050.24
  • Altın 2295.671
  • Dolar 32.3229
  • Euro 35.1342
  • Kayseri 21 °C
  • Ankara 22 °C
  • İstanbul 19 °C

KAYSERİ ŞEKER FABRİKASI 57 YAŞINDA

KAYSERİ ŞEKER FABRİKASI 57 YAŞINDA
KAYSERİ ŞEKER FABRİKASI 57 YAŞINDA KAYSERİ ŞEKER FABRİKASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI HÜSEYİN AKAY:“KAYSERİ ŞEKER İYİ YÖNETİLSEYDİ DAHA İYİ KONUMDA OLURDU” “KAPASİTEYİ BÜYÜTME ÇALIŞMALARIMIZ VAR”
6 Kasım 1955’te ilk üretimine başlayan Kayseri Şeker Fabrikası’nın Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, 57 yıldan bu yana Kayseri Şeker Fabrikası’nın geldiği durumu özetledi. Akay, Kayseri Şeker Fabrikası’nın geçmişte çok defa yanlış yönetim politikalarına alet edildiğini söyledi.
Fabrikanın temelinin, dönemin Başbakanı Adnan Menderes tarafından atıldığını hatırlatan Akay, tesislerin Kayseri ve Orta Anadolu insanı için büyük kazanım olduğunu, ancak yanlış yönetim politikalarından dolayı hak ettiği değeri bulamadığını kaydetti. Akay, “Kayseri ve Orta Anadolu insanı için bu tesis o zamanlar büyük fedakarlıkla kurulmuş ve o günden bu güne tabi gelişerek varlığını sürdürmüş. Ama son iki yıldır biz göreve gelmeden önce bazı olumsuz tablolarla karşılaşılmış ve bunun sonucunda bir takım operasyonlar yapılmış, biz bu operasyonlardan sonra görevlendirildik. Biz geldiğimizde tabi 55 yılını doldurmuş fabrika neredeyse kapanmak üzereydi. Bu kadar büyük, güzel, nezih bir tesis Orta Anadolu’nun en mümtaz işletmelerinden bir tanesi kapılarına kilit vurmak durumundaydı. Bunu hak etmiyordu. Bu tesisin kapanması birçok insana zarar verecekti. Çiftçiler bundan zarar görecekti, çalışanlar zarar görecekti, Kayseri ve çevre ekonomisi bundan zarar görecekti. Onun için biz sorumluluk alma ihtiyacı duyduk yapılan görevlendirmenin sonucunda ve bu fabrikayı tekrar eski ihtişamlı günlerine dönmesi konusunda elimizi taşın altına koyduk, sorumluluk aldık ve buradaki arkadaşlarımızla çalışanlarla bu mücadeleyi yaklaşık iki yıldır veriyoruz.” dedi.
Kayseri Şeker Fabrikası’nın tüm olumsuzluklara rağmen kurulduğu yıldan bu yana önemli mesafeler kat ettiğini, yanı sıra Boğazlıyan’da ikinci fabrikayı kurduğunu ifade eden Akay, “Ama biz son iki yıllık faaliyetimiz sürecinde şunu gördük Kayseri Şeker Fabrikası eğer doğru yönetilebilseydi ve kaynakları heba edilmeseydi, yanlış kullanılmasaydı, haksız kullanılmasaydı Kayseri Şeker bu kapasitesiyle Boğazlıyan Şeker Fabrikası gibi bir fabrikayı değil bunun gibi belki yanında bir tanesini daha üstelik herhangi bir borca girmeden, kredi kullanmadan yapabilecek bir gücü ifade ediyordu. Boğazlıyan’ın başlangıcı 126 milyon Euro’ya ihale edilmiş ama şu an bizdeki muhasebe kayıtlarındaki değeri 510 milyon TL. Yani bu yaklaşık 200 milyonun Euro’nun üzerinde bir rakamı ifade ediyor. Ben bunun için diyorum ki bunlar bir de kredi kullanılarak yapılmış. Kayseri Şekerin öyle bir potansiyeli var ki, öyle bir gücü var ki; eğer bu güç, bu imkanlar, bu kaynaklar doğru kullanılsaydı bu kredi borcuna dahi gerek kalmadan belki de bu kadara mal edilmeden bu fabrika kurulabilirmiş. Ama zararın neresinden dönülürse kardır hesabıyla biz elimizdeki mevcudu en doğru şekilde kullanmak konusunda bir irade ortaya koyduk. Bu konuda da gerek çiftçilerimizin gerek çalışanlarımızın büyük katkısı ve büyük desteği oldu. Ve Kayseri Şeker Fabrikası Türkiye’deki konumuna gelmesi konusunda önemli bir yol kat etmeye başladı.” diye konuştu.
Akay, geçtiğimiz yıl 110 bin ton civarındaki şeker üretiminin, bu yıl 300 bin tonu aştığının altını çizdi ve “Ama bunlar Kayseri Şeker için yeteri değil. Kayseri Şeker’in daha büyük bir potansiyeli var daha güçlü olmak durumunda. Şu anda Türkiye’deki şeker sektörü içerisindeki payı yüzde 14 seviyesinde ve bunun hızlı bir şekilde yüzde 20’lere çıkması gerekiyor. Bunun hedeflenmesi tabi imkanlarla bağlantılı.” şeklinde konuştu.
Kayseri Şeker Fabrikası’nın istese de şu anda kota artırma imkanının olmadığını dile getiren Akay, bu durumun çözümünü, ilave şeker fabrikası olarak gösterdi. Akay, halihazırda devlet eliyle böyle bir fabrikanın kurulamayacağını şu şekilde açıkladı:
“Bu ancak Türk Şeker’e ait şeker fabrikaları özelleştirilirse onları almak şeklinde olabilir. Ki bu özelleştirme konusunda da şu anda bir sorun yaşanıyor. İki kere ihalesi yapıldı ve iptal edildi. Yeni bir özelleştirme yöntemi oluşturulması gerekir diye düşünüyorum ve bu konuda da bizim önerimiz hazır. Şöyle düşünüyoruz bu fabrikaları özelleştirmek adına satmak yerine bunları işletebileceğimizi düşündüğümüz büyük kuruluşlara kiraya vermek ve onların işçi kotasını bir şekilde onlara devretmek ve bu şekilde fabrikaların hem gelişmesine katkı sağlamak hem de işlemesine katkı sağlamak daha doğru olur kanaatindeyiz. Bu çerçevede Kayseri Şeker Fabrikamızın çalışma alanına yakın bölgelerde mesele Kırşehir şeker fabrikası için, Sorgun için, Bor için, Elbistan için böyle bir düşüncemiz var. Özelleştirme idaresi böyle bir özelleştirme benimserse biz bunları kiralayarak çalıştırmak şeklinde bir planlama yapıyoruz. Henüz girişimde bulunmadık çünkü özelleştirme ihalesi yeni iptal oldu. Sözlü olarak ifade ediyoruz, fakat yazılı olarak müracaatımız olmadı. Bunun için niyetin oluşması lazım ki yani bu konuda özelleştirme modelinin benimsenmesi lazım ki biz o doğrultuda girişimde bulunabilelim. Eğer böyle bir şey olacak olursa o zaman Kayseri Şeker bu bölgedeki fabrikaları da işletebilir hatta onların gelişmesine katkı sağlayabilir. Çünkü Türkiye’de Türk Şekere ait 25 tane fabrika var ve bu fabrikaların her biri verimi şekilde çalıştırılamıyor. Yani kampanya süresi on gün olan fabrikalar var. Bizim üç günde ürettiğimiz şekeri bir kampanya döneminde üreten fabrikalar var. Bunların şeker maliyetleri de çok yüksek ve çalışanlarına ve çevresine de çok fazla katkısının olduğu söz konusu değil. Dolayısıyla bu fabrikaların özelleştirilerek belki kapatılması başka türlü değerlendirilmesi onların kotasının da işte kapasitesi artırılabilecek fabrikalara aktarılması ve dolayısıyla onların çalışabilir olmasına katkı sağlanması gerekir diye düşünüyorum. Kayseri Şekerin geçmişine de yakışan bu büyüyerek geleceğe taşınması. Ümit ediyoruz bu konuda bizim beklediğimiz gelişmeler olur olmazsa biz yine imkanlar çerçevesinde bu kapasiteyi büyütme konusunda ki öncelikle fabrikanın borçlarının ödenme konusunda rahatlığa kavuşturulması lazım ki yeni yatırımlar konusunda imkanlar oluşturulabilsin.”
Geçtiğimiz yıldan bu yana Kayseri Şeker Fabrikası’nın önemli ölçüde borçlarını ödediğini ve öz kaynaklarını kullanabilir hale geldiğini ifade eden Akay, Türk Şeker’in izlediği politikaların fabrikaya önemli ölçüde ekonomik zarar verdiğine dikkat çekti. Akay, “Sorgun’da kampanyaya başladığımız 1 Ekim tarihinde Kayseri Şeker bir yıl vadeli şeker satışı 50 bin ton Türk Şekeri aştı 25 tane fabrika vardı bizim bölgemizde 3 tane şeker satışı toplam 75 bin ton olarak aştı. Neden bizim bölgemizi seçtiler onu ben bilemiyorum. Bu bizim şeker satışımızı olumsuz etkiledi. Mesela Boğazlıyanda kampanyamız 40 gündü. Biz dört günde satacağımız şekeri 40 günde satabildik. Bizi bu kadar zarar uğrattı. Bizim en fazla finansmana ihtiyacımız olduğu bir dönem kampanya dönemi. Çiftçi pancarı söküyor ihtiyacı var fabrikanın işletme giderlerinin karşılanması için ihtiyaç var. Paraya ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde sıfır parayla çalışıyoruz. Böyle bir handikapın da içerisindeyiz. Buna sebep olanda devletinde bir kuruluşu. Bunu anlayabilmek, değerlendirebilmek, yorumlayabilmek bizim açımızdan çok zor ama maalesef böyle bir durumla karşı karşıyayız. Bunun hem çiftçilerimiz tarafından hem de kamuoyu tarafından, siyasetçilerimiz tarafından bilinmesi gerekir. Bu konudaki sıkıntılarımızı devlet birimlerine denetleme birimlerine yazıyla bildirdik. Bu konunun sorgulanması gerekir. Umuyorum bu konuda bir çalışma yapılır. Bunun faydası var mı yok mu ortaya çıkar. Bunun faydasının olamadığı çiftçinin emeğin heba edildiği kanaatindeyiz.” diye konuştu.
Akay, Kayseri Şeker Fabrikası’na ait diğer fabrikalarla ilgili olarak şunları söyledi:
“Kayseri Şekerin bünyesinde bulunan fabrikaların dışında işletmelerimiz var. Bunlardan biri Pan Su idi. Bir diğeri Çiftlik. Bir diğeri 10 dönümlük sera, bunlar fabrika bünyesindeki diğer işletmeler. Onun dışında şirketler vardı. Şirketlerden bazıları fiilen kapatıldı Pan ismiyle kurulmuştu. Onun bir faaliyeti yoktu, kapattık. Pandoğa şirketi var İncesu’da onu aktif hale getirmeye çalışıyoruz. Tapusuyla ilgili sorunlar halledildikten sonra aktif hale gelecek. Bunun dışında Antep’te iki tane fabrika vardı bunlardan biri çuval fabrikası biriside bisküvi sakız fabrikası. Bu bisküvi fabrikası zarar eden bir fabrikaydı biz onu kapattık. Çuval fabrikası da biz geldiğimizde zara ediyordu şimdi karlı bir noktaya geldi, tam kapasitesiyle sürdürüyor. Panpa adında şeker pazarlamasında kullanılan bir şirket var o faaliyetini sürdürüyor. Panpet var 50 TIR’ın bünyesinde olduğu bir şirket aynı zamanda akaryakıt istasyon oraya bağlıydı bu istasyonun ruhsat sorunları vardı bu sorunlar çözüldü. Dolayısıyla bu şirketlerimiz ve Güneş Hastanesi faaliyetlerini sürdürüyorlar. Pan su kapatılmak zorunda kaldı çünkü zarar ediyordu. Biz geldiğimizde denettirmiştik 5 yılda 26,5 milyon lira zarar etmiş bir işletmeydi. Bizde bütün olumsuz giderleri kesmemize rağmen zarardan kurtaramadık az da olsa zarar etti. Şundan dolayı hattı eski kapasitesi sınırlıydı. Bu hattın yenilenmesi kapasitesinin arttırılması gerekiyordu. Bu da yeni bir yatırımla mümkün olabilirdi biz de henüz yatırım yapabilecek güçte olmadığımız için geçici de olsa bunu kapatmak durumunda kaldık. Başka işletmelerin zararlarını fabrikamıza taşıtmamak için kapatmak durumunda kaldık. İlerleyen dönemde oraya yeni bir hat yapabilirsek orası tekrar bütün Türkiye’ye hizmet edebilecek şekilde aktif hale gelebilir, marka haklarımız korunuyor ne de olsa. Panpet de zararımız var ama akaryakıt istasyonu oranın zararını kapatacak. Güneş hastanesi başa baş nokta da faaliyetini sürdürüyor. Diğer şirketlerimizin de durumu iyi.”
Kayseri Şeker Fabrikası’na daha kurumsal bir görünüm kazandırmayı hedeflendirdiklerini ifade eden Akay, Türkiye’de şeker sektöründe ilk defa kredi derecelendirme notu çıkarılması için müracaatta bulunduklarını söyledi. Akay, “Bize bu manada not verildi. Bu notta Kayseri Şeker’in geçen seneki faaliyetlerinin derecesini ortaya koydu. Kayseri Şeker yatırım yapılabilecek bir kuruluş olarak değerlendirildi. Finans sektöründeki imajı açısında pozitif durum. Buna benzer uygulamalar yapılmaya devam ediyor. 29 Kasım’da özelleştirme idaresi Kayseri Şeker’deki hisselerinin yüzde 10’luk hissesini satışa çıkarttı. Bunu belki ilk defa Türk Ticaret Kanunundaki değişiklikler çerçevesinde kendi bünyemizde almayı öngörüyoruz. O hisseyi aldığımız takdirde bunu personelimize, çiftçimize veya isteyen vatandaşa satmayı düşünüyoruz halka arz etmeyi düşünüyoruz. Geçmişte yaşanan sorunların benzeri bir daha bu fabrikada yaşanmasın diye bu tedbirleri almayı düşünüyoruz. Bunun dışında vakıf kurduk o vakfın yeni genel kuruluşunu yaptık. bu vakıfla çiftçimizin çocuklarına önemli bir katkı sağlamayı düşünüyoruz. 6 Kasım 1955’te üretime başladığımız fabrikamızda en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39