• BIST 8794.28
  • Altın 2238.357
  • Dolar 32.3357
  • Euro 35.1109
  • Kayseri 9 °C
  • Ankara 11 °C
  • İstanbul 13 °C

KILIÇDAROĞLU 10 MADDELİK ADALET ÇAĞRISI YAPTI

KILIÇDAROĞLU 10 MADDELİK ADALET ÇAĞRISI YAPTI
25 GÜN SÜREN YÜRÜYÜŞ MİTİNGLE SONA ERDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'dan İstanbul'a başlattığı yürüyüş sonunda konuştu.

 

Kılıçdaroğlu;Berberoğlu'nun tutuklanması ardından Ankara'dan İstanbul'a başlattığı yürüyüş tamamlandı. 

Yürüyüş ardından konuşan Kılıçdaroğlu, '9 Temmuz yeni bir adım, yeni bir doğuştur' dedi. 

CHP lideri sözlerinin devamında adaleti getireceklerini söyleyerek 'Sokaksa sonuna kadar sokak' ifadesini kullandı. 

 

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları;
 
'YÜRÜYÜŞ İLK ADIMIMIZ'

15 Haziran 2017'de sabah saatlerinde Ankara Güvenpark'ta başladığımız yürüyüşü Maltepe'de noktaladık ama kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin. Bu yürüyüş bizim ilk adımımızdır. 15 Haziran 2017'de Ankara'dan başlattığımız yürüyüşü Maltepe'de sonlandırdık. 9 Temmuz yeni bir adım, yeni bir doğuştur.



'NEDEN YÜRÜDÜK'
Neden yürüdük? Olmayan adalet için yürüdük. Mazlumların hakkı için yürüdük. Tutuklu gazeteciler için yürüdük. Üniversiteden atılan hocalar için yürüdük. Tek adam rejimine karşı olduğumuz için yürüdük. FETÖ, IŞİD ve PKK terörüne karşı yürüdük. Onursuz bir anlaşmayla Mavi Marmara şehitlerinin hakları elinden alındığı için yürüdük. Açlık grevindeki Nuriye ve Semih için yürüdük. Can ve mal kaybı korkusu olan iş dünyası için yürüdük.  249 şehidimiz için yürüdük. Şehitler ve gaziler arasında ayrım yapılamaz. Ayrım yapıldı, ikilik yaratıldı. Gerçek darbeciler yargılansın diye yürüdük. Hapisteki er ve erbaşlar için yürüdük. Bu ülkeye adalet getirmek için yürüdük.



'İKİ TANE 15 TEMMUZ VAR'
Darbeyi önlemek için sokak güzel, adaleti getirmek için kötü. Darbeyi de önleyeceğiz, adaleti de getireceğiz. 2 tane 15 Temmuz var. Bir halkın 15 Temmuz'u, 2 sarayın 15 Temmuz'u. Halkın 15 Temmuz'unda halk sokaklara indi. Biz buna halkın 15 Temmuz'u diyoruz. Bu bizim onurumuz, gururumuzdur. Bir de sarayın 15 Temmuz'u var. 20 Temmuz'da KHK yetkisi ile TBMM'yi devre dışı bırakarak sivil darbenin yolunu açan 15 Temmuz'dur. Sonuna kadar direneceğiz. Sarayın 15 Temmuz'una sonuna kadar direneceğiz.Adaleti bu ülkeye getireceğiz. Adaleti bu ülkeye getirceğiz.


Adalete susamış kardeşlerim, buraya gelirken, bir Maltepe çağrısı metni hazırladım. Bu metni okuyacağım;
 
1- 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin bir dille lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi TBMM'nin kararlı, onurlu duruşu ve halkımızın sokağa çıkarak FETÖ darbe girişimine karşı direnmesi ülkemizin anayasal ve demokratik kazanımı olmuştur. Biz buna sokağın/halkın 15 Temmuzu diyoruz. Ancak bu darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması iktidar tarafından bilinçli olarak engellenmektedir. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için Fetullah Gülen Terör Örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır. 

2- İktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimi fırsat bilinerek, 20 Temmuz darbesi yapılmıştır. 20 Temmuz'da OHAL ilan edilmiş ve TBMM'nin yetkileri gasp edilmiştir. Biz buna Sarayın 15 Temmuzu diyoruz. Bir sivil darbeye dönüşen OHAL uygulamaları yasama, yargı ve yürütme gücünü tek kişide toplamıştır. OHAL derhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni evrensel ilkelere uygun olarak yeniden tesis edilmelidir. 

3- Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Dolayısıyla demokrasinin, can ve mal güvenliğinin vazgeçilmez kuralı olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır. Adil yargılanma hakkı eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır. “Kolektif suç” gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir. 

4- Bugün, OHAL uygulamalarıyla mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik hakları ellerinden alınmıştır. OHAL mağdurları adeta “sivil ölüme” terkedilmiştir. Mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara hukuk devletinin gereği olarak son verilmelidir.

5- 20 Temmuz sivil darbesinden sonra, 15 Temmuz darbe girişimiyle veya onun arkasındaki örgütle hiçbir ilişkisi bulunmayan, ama sırf Hükümete muhalif görüldüğü için bütün haklarından yoksun kılınan akademisyenler ve diğer kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir. Anayasa Mahkemesinin içtihatları dikkate alınarak, tutuklu milletvekilleri derhal serbest bırakılmalıdır.

6- 150'nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindeki tüm baskılara son verilmelidir. Düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

7- OHAL koşullarında, serbest tartışmanın yapılamadığı bir ortamda ve üstelik “devletin bütün imkânları seferber edilerek” gerçekleştirilen Anayasa değişikliği gayrimeşrudur. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan anayasa yerine, bir kişinin beklentilerine yanıt veren bir Anayasa değişikliği Yüksek Seçim Kurulu'nun yasadışı kararıyla yürürlüğe konulmuştur. Bu bir “mühürsüz seçimdir.” Türkiye gayrimeşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir.

8- Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmeli ve toplumsal adaletsizliği yeniden üreten eğitim politikaları değiştirilmelidir.

9- Sadece hukuk alanında değil, toplumsal yaşamın bütün alanlarında yaygın bir adaletsiz düzen devam etmektedir. İşsizlik, yoksulluk, insanca yaşam ücretinden yoksunluk, örgütsüzlük, ayrımcılık, yaygın şiddet, terör gibi çok geniş bir yelpazede yaşanan toplumsal adaletsizliklerin giderilmesi için ortak irade geliştirilmelidir. Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulamalara eşit yurttaşlık temelinde son verilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahim görünümlerden biri olan kadınlara karşı ayrımcılığın önüne geçilmeli, kadınların özgürlük alanları korunmalı, kadın hakları toplumsal hayatın her alanında uygulanmalıdır.

10- Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemizin içindeki adaletsizlikleri de kökleştiren bir kısır döngü yaratmıştır. Adalet sadece iç politikaya ve toplumsal yaşama değil uluslararası ilişkilere de hâkim olmalıdır. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır. Türkiye yüzünü insan haklarına, hukuk devletine, adalete önem veren milletler ailesine çevirmelidir.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39