• BIST 9079.97
  • Altın 2308.099
  • Dolar 32.3328
  • Euro 35.0976
  • Kayseri 16 °C
  • Ankara 19 °C
  • İstanbul 19 °C

Memur-Senden Erciyes’te Muhteşem 8 Mart Programı

Memur-Senden Erciyes’te Muhteşem 8 Mart Programı
Memur-Sen Kayseri şubesi Büyükşehir Belediyesi ile birlikte 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle Memur-Sen bayan üyelerine yönelik 8 Mart 2014 günü Erciyes kardan adam tesislerinde kahvaltılı bir program düzenlendi

hhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh.jpg080320143.jpgPrograma Ak parti Kayseri milletvekili Pelin Gündeş Bakır,
Bem-Bir-Sen genel başkanı Mürsel Turbay, Büyükşehir belediye başkanı Mehmet Özhaseki, Melikgazi belediye başkanı Memduh Büyükkılıç, Çeşitli kurumların bölge ve il müdürleri, şube müdürleri ile sendika yönetici ve 600 kadar bayan üyesi katıldı.

“Emek Sömürüsü, Ayrımcılık ve Şiddet Tarih Olsun” diye söze başlayan Memur-Sen Kayseri Kadın Kolları Başkanı Ayten Özsoy, şu konuşmayı yaptı.

“Bugün tarih boyunca hak ve özgürlükleri başta olmak üzere emeği için verdiği mücadeleleri ciltler dolusu kitaplara sığmayan emekçi kadınların yani sizlerin günüdür.

8 Mart, kadınların eşit işe eşit ücret günde 8 saat çalışma ve doğum izni talepleriyle 1857 yılında hakları uğruna başlattıkları eşitlik mücadelesini verdikleri gündür.

            Kadın hak ve mücadelesinin sembol günü olan 8 Mart’ta daha güzel bir dünya ve daha iyi bir hayat umudu taşıyan kadınlar olarak bir araya geldik.

            Şiddetten, ayrımcılıktan, ikinci sınıf kabul edilmekten uzak, ümit dolu günler bekliyoruz. İnancımızdan, ırkımızdan, cinsiyetimizden ya da kılık kıyafetimizden dolayı dışlanmak istemiyoruz.

             Haklarına ve hayatlarına dair söyleyecek sözü olan Memur-Sen çatısı altında örgütlenen Memur- Sen üyesi biz kadınlar için bu yılın 8 Mart'ı çok daha anlamlı ve değerli. Yaklaşık 1 yıl önce kamuda başörtüsü özgürlüğü talebiyle başlattığımız “Sivil İtaatsizlik Eylemi” miz, örgütlü mücadelemiz sonucunda başarıya ulaştı. Başı örtülü veya açık tüm kadınlarımızın büyük bir ilgi ve özveriyle destek verdiği bu eylemimiz, onurlu ve kararlı duruşumuz sayesinde 30 yılı aşkın bir süredir devam eden ayrımcı, ötekileştirici ve kadına yönelik şiddet içeren yasağın kaldırılmasıyla sonuçlandı. Başlattığımız eylem ve mücadeleler sonucu bu yıl kadınların özgürleşmesi yolunda tarihî kazanımlar elde ettik. 8 Ekim 2013 tarihi tüm kamu çalışanı kadınlar için, 5 Aralık 2013 tarihi ise kadın milletvekilleri için baskıcı ve utanç verici bir yasaktan kurtulmanın miladı oldu. Bu gelişmelere bağlı olarak daha birkaç yıl öncesine kadar hayal bile edemediğimiz alanlar bizlere de açıldı. Türkiye bundan sonra başörtülü genel müdür, müsteşar, milletvekili ve bakanlara hazırlanıyor. Biz kadınlar artık kılık kıyafetimizle değil, üreteceğimiz işlerle değerlendirilmek istiyoruz. Var olan kapasitemizi ve potansiyelimizi yasaklarla mücadelede değil, kalkınmış ve müreffeh Türkiye’yi inşa edecek, değerleriyle barışık bir neslin yetiştirilmesinde kullanmak istiyoruz.

                Bizler Memur-Sen Kadınlar Komisyonu olarak dünyada ve coğrafyamızda kadın erkek herkesin temel insan haklarından yararlanması, hak, özgürlük ve adaletin hakim olması için var gücümüzle çalışacağımızı bildirir, gelecek 8 Mart’larda hak ihlallerinin yaşanmadığı bir dünya temenni ederiz.

                Kadına yönelik şiddet bir insanlık suçudur ve dünyanın tüm toplumlarında yaygın olarak rastlanan bir şiddet türüdür. Ülkemizde de kadına yönelik şiddet önemli bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Şiddet sadece kadını ve erkeği değil toplumun bütününü etkileyen sosyal bir problemdir. Şiddetin önlenmesi için toplumun her kademesinde bireysel ya da kurumsal bazda tüm taraflara önemli sorumluluklar düşmektedir. Hükümet, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler başta olmak üzere ilgili ve sorumlular bu konuyu çok boyutlu ve çözüme yönelik olarak gündemlerinde tutmaya devam etmelidirler. Son yıllarda şiddete uğrayan kadına yönelik alınan tedbirler ve yasal düzenlemeler umudumuzu artırmakla birlikte "şiddet uygulayana” yönelik rehabilite hizmetlerinin sağlanması ve geliştirilmesi gerektiği gerçeğini değiştirmemektedir.

               Kapitalist sistemin değer tanımaz, daha fazla kazanç elde etmek için her şeyi mubah gören anlayış ve hırsı ne yazık ki kadın üzerinden aileyi ve toplumu yozlaştırmakta ve itibarsızlaştırmaktadır. Kadınlar tüketim kültürünün has elemanları olarak vakitlerinin çoğunu hızlı kentleşmenin modern hapishaneleri olan alışveriş merkezlerinde ya da kafelerde geçirmektedir. "Bir lokma, bir hırka" kanaatkârlığı yerini mutluluğu "satın alma" ya endeksleyen bencil bir anlayışa dönüşmüştür. Kadınlarımızın iş gücüne katılımı ve üretime katkısının erkeklere oranla çok geride olmasında ataerkil toplum baskısı nedeniyle eğitim ve çalışma hayatından uzak tutulmalarının yanında, değişen tüketim anlayışının da etkisi büyüktür.

               Biz kadınlar, kadın sömürüsünün en yoğun yaşandığı alanlardan biri olarak medyayı görüyoruz. Özellikle yazılı ve görsel medyada kadın bedeninin ucuz reklam malzemesi olarak kullanılmasına, tüketim kültürünün kadın üzerinden körüklenmesine karşıyız. Medyanın kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet başta olmak üzere kadınlarla ilgili haberleri verirken merkezinde insan hayatı ve onurunu barındıran bir bilinçle hareket etmesini, istismar ve sömürüden uzak bir dil kullanmasını istiyoruz.

                Eğitim hizmetlerine erişim, ucuz işgücü istihdamı, sosyal ve siyasal alana katılım, karar mekanizmalarında yer alma ile ilgili göstergeler de bizlere kadınların dezavantajlı konumda olduklarını göstermektedir. Kadınların anne ve eş olma sorumluluklarından dolayı kendilerine yasalarla tanınan fakat yetersiz izin haklarını kullanamadıkları, kullandıkları durumlarda işyerinde üstleri ve astlarınca mobbinge maruz bırakıldıkları, çocuğunu bırakacağı kreş hizmetlerinin her kurumda bulunmadığı görülmekte; zaten az sayıdaki kadın yöneticilere geleneksel rolleri ihmal ettiği gerekçesiyle pek de sıcak bakılmadığını yaşanılan tecrübelerle hepimiz biliyoruz. Bütün bu sorunlara kalıcı ve gerçek çözümler üretmenin yolu kadın erkek herkes için fırsat ve imkânları eşitleyerek adaleti sağlamaktır.

          Kadınları siyasi, sosyal, ekonomik hayatın dışına itmek isteyen anlayışa karşı her zaman örgütlü mücadelemizi sürdüreceğimize ve değerlerimizden aldığımız güçle kendi sorunlarımızı kendimizin çözeceğine olan inancımız tamdır.

Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadınlarımızın geleceğimizi inşa eden emeğine duyduğumuz saygı ve şükranımızı ifade etmek isteriz.

İnanıyor ve biliyoruz ki, kadınlarımızın hayata daha fazla katılmaları kadın zarafeti ile şekillenen bir sosyal hayata, daha aydınlık bir geleceğe ulaşmamızın yegane koşuludur.

Elde ettiği hakları sonuna kadar koruyup, geliştireceği inancıyla, tüm kadınların bu anlamlı gününü kutluyor, 154 yıl önce verdikleri emek mücadelesi ile bu günümüze ışık tutan kahraman kadın işçileri şükranla anıyor, kadınlarımızı kendi hak ve hakikatleri uğruna mücadeleye, erkek emekçileri de bu mücadeleyi desteklemeye çağırıyoruz.

Bir sonraki 8 Mart’a, kadınların sorunlarının çözülmüş olduğunu görerek girmeyi umut ediyor, başta kamu görevlisi çalışanlarımız olmak üzere bütün kadınların gününü kutluyoruz”.

28 Şubat mağdurları adına bir konuşma yapan Teyfide Özcan ise şunları söyledi. İslam dini “cennet anaların ayakları altındadır” diyerek kadına her hakkı vermiştir. Hz. Peygambere(s.a.v)’e ilk inanan ve O’na en büyük desteği veren Hz. Hatice (r.anha) validemizdir. İlk İslam şehidi yine bir kadındır. Buna rağmen  ülkemizde 1997 yılında başlayan 28 Şubat sürecinde en büyük zulmü kadınlarımız görmüştür. Bu dönemde özellikle başörtüsü sebebiyle 4 bine yakın öğretmen meslekten ihraç edilmiş, 10 bine yakını ise istifa etmek zorunda bırakılmıştır. 1996 yılında başladığım öğretmenlik görevimde başörtüm sebebiyle psikolojik baskılar, aşağılanma, tehditler yaşadım. Okula gelip ağlayarak eve döndüğüm günleri unutamıyorum. Mesleğim ve inancım arasında seçim yapmak zorunda kaldığımda; içimdeki ses “ seni alıştıra alıştıra inancına göre yaşamayı imkansız hale getirecek, ardından ümidini, şevkini, heyecanını, direnişini, azmini kırmaya çalışacaklar. Sakın bırakma kendini, teslim olma, hiçbir zorluk seni ümitsizliğe düşürmesin, Allah bizimledir” diyordu. Bu sese uyarak istifa dilekçemi yazdım.

Bin yıl sürecek denilen 28 Şubat darbesinden 15 yıl sonra görevimize dönmemize vesile olan Başbakanımıza ve Eğitim-Bir-Sene teşekkür ediyorum Allah onlardan razı olsun. Şefkatin, sabrın ve saflığın timsali olan kadınlarımızın günü kutlu olsun”.

Bir selamlama konuşması yapan Memur-Sen şube temsilcisi Aydın Kalkan, Bütün üyelerinin ve kadınların günün kutlayarak şunları söyledi. “Hak, kadın ve erkeği birbirinden farklı özelliklerle donatmış, birbirinin tamamlayıcısı olarak yaratmış. Bizim inancımızda ve geleneğimizde önder kadın, Hz. Havvadır, Hz. Meryemdir, Hz. Haticedir, Hz. Aişedir, Nene hatundur, Şerife bacıdır. Oysa batıl toplumlarda önder kadın ortaya çıkmamıştır. Bizim örgütümüzün kadın örgütlenmesi ve önderlik prensipleri bu çerçevede değerlendirilmektedir”.

Kadınların Sevgi ve şefkat temsilcisi olduğunu söyleyen Bem-Bir-Sen genel başkanı Mürsel Turbay, “beşiği sallayanlar dünyayı da sallamalı, geleceğimizi karartmak isteyenlere, birliğimizi ve huzurumuzu bozmak isteyenlere izin vermemeliyiz. Kavganın kazanan tarafı olmaz, kavgalarda millet kaybeder, özellikle kadınlar daha fazla zarar görür” dedi.

Melikgazi Belediye başkanı Memduh Büyükkılıç, kadınlar gününü kutlayarak, “İnancımız ve kültürümüz gereği kadınlarımız başımızın tacıdır, evlerimizin direğidir. Hanım kardeşlerimizin problemlerini kendimize dert edindik. Yeni dönemde tekrar seçilirsem hanım kafeleri, beceri kursları gibi birçok alanda hanımlara yönelik daha fazla hizmetler yapmaya kararlıyız” dedi.

Büyük Şehir belediye başkanı Mehmet Özhaseki de bir konuşma yaparak şunları söyledi. “Dünya mücadelesi iyilerle kötüler arasında geçmektedir. Tarihte uzun yıllar kadın insan mıdır?, kadının ruhu var mıdır?, yok mudur? tartışması yapılmıştır. Peygamberimiz, kadınların eşit olduğunu söyleyerek batıl düşüncelere son vermiştir. Bu öğreti doğrultusunda kadına değer verilen gelişmeler ortaya çıkmıştır. Müslüman olan Yaman dede’ye, Hıristiyan olan eşi ve kızı büyükm kötülükler etmişler ancak yaman dede onlara kötülük etme yerine evini terk etmiştir. Ahî Evran'ın hanımı Fâtıma Bacı hanımlara meslek ve iş öğretti. Hanımlara “eşinize, işinize sahip çıkın” diyerek ailenin korunmasını sağladı, yetiştirdiği bacılar da elde ettikleri mümtâz İslâm kültürünü, bacıdan bacıya naklettiler. Siyasi mücadelemizde de hanımların çok büyük katkıları vardır.

Kayseri’de yönetimi aldığımızda yetersiz bir alt yapı, paylaşılmış az sayıda park, çevre şartları iyi olmayan bir şehir vardı. Bu gün sadece bu eksiklikleri gidermekle kalmayıp belediyenin görevi olmayan Yamula barajı, Erciyes projesi, yeni üniversiteler gibi riskli işleri de başarıyla yaptık, yapıyoruz. Bunları şehrimiz gelişsin, göç vermesi, insanlarımız daha refah ve huzur içinde yaşasın diye yapıyoruz. Yurt dışına gittiğimde o ülkelerin parklarına, yollarına özenirdim. Bu gün bunların daha iyisi şehrimizde var şükürler olsun. Rabbim bizleri utandırmasın. Bu gün gelişmemizin, marka şehir olmamızın formülünü sormaya geliyorlar. Sizler mutlu olurca bizim de vicdanımız rahat olmaktadır”.

Son olarak söz alan Kayseri Ak Parti Milletvekili Pelin Gündeş Bakır ise, kadınların yaşadıkları bütün zorlukları yaşadığı ve onarlı iyi anladığını belirterek şunları söyledi. “Peygamberimiz iş hayatı olan, çalışan Hatice annemizle evlenmiştir. Bundan da anlıyoruz ki kadının çalışmasında bir sıkıntı yoktur. Ülkemizde çalışan kadınların başörtüsü yasağı kadınlar için bir zulümdü. Ak Parti olarak bu yasağı kaldırdık. Bundan sonra iş hayatında yönetici ve çalışan kadın sayısı ve oranı daha da artacaktır. “Cennet anaların ayakları altında” diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Müslümanlar ve Türkler kadınlara büyük önem vermektedir. Kayseri’de ilk kadın milletvekili benim. Partimiz döneminde kadın milletvekili oranı önemli ölçüde artmıştır. “Haydi Kızlar Okula” kampanyası ile kızlarımızın okuması için önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu duygularla bütün kadınlarımızın gününü kutluyorum”

Plaket takdimi, Melikgazi hastanesi yöneticilerinin hastane tanıtımı ile program sona ermiştir.a1-003.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39