34 yıl önce yaşanan kâbus günlerinin canlı tanığı olduğunun altını
çizen MHP İl Başkanı Eke, şunları söyledi:
“Bu süreçte, en ağır bedeli ödeyen, en fazla mağduru ve mahkûmu
olan Ülkücü Hareket olmuştur. Çünkü darbe öncesi olaylara “sağ sol
çatışması” olarak bakanların aksine, Ülkücü Hareket Türkiye’yi komünist
emperyalizmine kurban etmek isteyenlere karşı vatan müdafaası yapmış
ve tam da bu nedenle darbenin esas hedefi olmuştur. Bunun içindir ki,
Türk Milliyetçiliği gibi köklü ve aydın bir fikrin yılmaz savunucuları olan
Ülkücüler, kızıl kurşunlardan sonra bu kez de idam sehpalarının ve zifiri
karanlıklara boğulmuş zindanların yusuf yüzlüleri olmuştur. Benzerlerine
az rastlanan bu büyük zulme rağmen Ülkücü Hareket, askerlik kurumuna
ve devlete bir kez olsun sırtını çevirmemiş, düşman olmamıştır.”
12 Eylül 1980 darbesinin sonuçlarına rakamlar üzerinden de bakmak
gerektiğine işaret eden Başkan Eke, “Bu süreçte, 650 bin kişi gözaltına
alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi
yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası
verildi. Haklarında ‘idam’ cezası verilenlerden 50’si asıldı. 300 kişi
kuşkulu bir şekilde öldü. 171 kişinin ‘işkenceden’ öldüğü belgelendi.
144 kişi tutuklandığı cezaevlerinde öldü. 16 kişi yurtdışına kaçarken
vuruldu. 73 kişiye doğal ölüm raporu verildi. 43 kişinin intihar ettiği
bildirildi. 98 bin 404 kişi ‘örgüt üyesi olmak’ suçundan yargılandı. 30 bin
kişi ‘sakıncalı’ olduğu gerekçesi ile çalıştıkları işlerden çıkarıldı. 14 bin
kişi ‘vatandaşlıktan’ çıkarıldı. 23 bin 677 ‘derneğin’ faaliyeti durduruldu.
30 binden fazla insan ‘siyasi mülteci’ olarak yurtdışına çıktı.
937 ‘sinema filmi’ sakıncalı bulunduğu için yasaklandı. Yüzlerce ‘müzik
albümü’ piyasadan toplatıldı. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli
120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi. 31 gazeteci cezaevine
girdi.” diye konuştu.
“Bugün de Ülkücü Hareket, 12 Eylül öncesi ve sonrasında olduğu gibi
demokrasiye ve millet iradesine olan yüksek inancını ‘Önce ülkem ve
milletim, sonra partim ve ben’ anlayışı ile sergilemeye devam etmektedir.
İşte bu duruş, Ülkücü duruştur! Bu duruş, devletine düşman kesilmeyen
bir dengeli ve asil bir duruştur! Bu duruş, Türk'ün duruşudur” ifadelerini
kullanan Eke, sözlerini şöyle noktaladı:
“Her şeyden evvel, 12 Eylül darbesinin 34. yılında Ülkücü şehitlerimize
yüce Allah’tan sonsuz rahmet diliyorum. 12 Eylül’ün işkence dolu
cezaevlerini Yusufiye’ye çeviren ve onurlarını kaybetmeden hürriyetlerine
geç de olsa kavuşan Taş Medreseli dava arkadaşlarımıza sağlık, huzur
ve afiyet dolu ömürler diliyor, ülkemizin ve demokrasimizin bir daha
böylesine büyük acılar yaşamamasını temenni ediyorum.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.