• BIST 9079.97
  • Altın 2323.68
  • Dolar 32.3605
  • Euro 34.9265
  • Kayseri 7 °C
  • Ankara 14 °C
  • İstanbul 12 °C

On Binlerce Genç Kızın Geleceği Çalındı

On Binlerce Genç Kızın Geleceği Çalındı
Memur-Sen Kayseri il temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen şube başkanı Aydın Kalkan sendika binasında 28 Şubat tarihinde bir basın toplantısı düzenleyerek,

“28 Şubat sürecinde yaşanan hak ihlallerinin ve kıyımların sayısal verilerini ortaya koyan ‘Rakamlarla 28 Şubat’ raporunu açıkladı.

 

On Binlerce Genç Kızın Geleceği Çalındı

 

28 Şubat sürecinde üniversitelerin hizaya getirilmesi için Kemal Gürüz’ün görevlendirildiğini, Gürüz’ün talimatıyla Şubat 98’de toplanan YÖK Genel Kurulu’nun, ‘kılık kıyafet genelgesi’ne göre başörtülü öğrencilerin üniversitelere sokulmaması konusunda tüm rektörleri uyardığını ve dönemin rektörlerinin sadakat yarışına girdiğini hatırlatan Kalkan, “YÖK’ün bu kararına en hızlı destek, dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’dan gelmişti. Tüm üniversiteler YÖK’ün talimatını değerlendirmeye alırken, Alemdaroğlu, dekanlarını toplayarak ‘Örtü yasağını uygulamak için gerekirse bilime ara verin’ talimatı vermiş ve zulüm fiilen başlamıştı. 28 Şubat davasının sanıklarından Kemal Gürüz, savunmasında, ‘O dönemde çalmadım, çırpmadım hatta Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörüyken üniversitenin camisini bile tamir ettirdim’ şeklinde ifadede bulunmuştur. Şimdi Gürüz’e soruyoruz: On binlerce genç kızımızın geleceğini çalmaktan daha büyük hırsızlık mı olur” diye sordu.

 

Aydın Kalkan, 12 Eylül 1980 sonrası yaşanan tasfiyeye benzer, hatta ondan daha sistematik ve daha programlı biçimde kıyımların yaşandığını, özellikle çok sayıda araştırma görevlisi, yardımcı doçent ve doktora öğrencisinin üniversitelerinden atıldığını kaydederek, “Yüksek lisans için gidenler yurt dışından geri çağrıldı ve akademik hayatları sona erdirildi. Hukuk normları geriye yürütülerek birçoğunun kazanılmış hakları yok sayıldı. El Ezher gibi bazı üniversitelerin denkliği iptal edildi ve bu iptal hükmü geriye yürütülerek, yıllar önce bu üniversitelerden birinden mezun olup Türkiye’deki bir üniversitede görev yapan öğretim elemanları, bir anda lise mezunu durumuna düşürülerek işlerini kaybetti.  ‘İkna odaları’ yüksek öğretim literatürüne bu dönemde girdi ve üniversiteli kızlar inançları ve siyasi kimlikleri ile gelecekleri arasında tercih yapmak zorunda bırakıldı. Bu süreçte, yine sayısı belirsiz genç kız, kimi zaman son sınıfa veya son sınıfın son dönemine kadar geldikleri üniversitelerini terk etmek zorunda kaldı; bunlardan, özellikle okulunu veya işini kaybedip eşleri tarafından geçindirilmeyi bekleyen, eşi tarafından başı açtırılan veya aile düzeni bozulup eşini kaybeden, sağlığı bozulup depresyona giren ve intihara kalkışanlar da oldu. Bugün için ihlale uğrayanların sayısı ve ihlallerin niteliği ile ilgili sağlıklı veriler hâlâ mevcut değil” dedi.

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39