• BIST 8979.2
  • Altın 2285.04
  • Dolar 32.329
  • Euro 35.0528
  • Kayseri 16 °C
  • Ankara 16 °C
  • İstanbul 19 °C

Serdar Arseven: Gülen'in psikolojisi bozuk!

Serdar Arseven: Gülen'in psikolojisi bozuk!
Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Danışmanı ve Köşe Yazarı Serdar Arseven, son aylarda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Gazetenin muhabirlerinden Hüseyin Kulaoğlu'nun sorularını yanıtlayan Serdar Arseven Fethullah Gülen'in beddua ettiği videoyu değerlendir

Geçtiğimiz haftalarda yayımladığı Dostmodern Darbe kitabı ile tüm dikkatleri üzerine çeken Serdar Arseven önemli değerlendirmelerde bulundu. Yaptığı röportajlar ile dikkat çeken isimlerden olan Hüseyin Kulaoğlu'na konuşan Arseven, AK Parti ve Gülen Cemaati arasında yaşananlar hakkında dikkat çeken açıklamalar yapan Arseven " Gülen'in psikolojisi bozuk. Psikolojisinin düzelmesi için kendi yazdığı Kırık Testi kitabını bir defa daha okumalıdır. Kırık Testi’deki tavsiyelere uyması gerekiyor. Öze dönmelidir” dedi

İŞTE SERDAR ARSEVEN'İN, KULAOĞLU'NA YAPTIĞI AÇIKLAMALAR:

-17 Aralık operasyonunu nasıl okuyorsunuz?

- Zincire dikkat... Şimdi 7 Şubat MİT krizi, Gezi Parkı olayları ve 17 Aralık operasyonu birbirleri ile bağlantılıdır. Bir zincirin parçalarıdır. Dershaneler tartışmasının hemen ardından bir 17 Aralık operasyonu meydana geliyor. Daha sonra bakıyorsunuz; Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, bazı kişiler hakkında kaset çıkabileceği yönünde açıklamalar yapıyor ve kasetler çıkıyor. Buradaki asıl soru; herhangi bir vakfın bu kasetlerin çıkabileceğinden nasıl haberdar olabildiği, bu çok önemli...

- Kasetlerin arkasında Cemaat mi var?

- Bu soru sıkça soruluyor. Şimdi bu arkadaşlar, bu konuda herhangi bir ön bilgiye sahiplerse ve paralel devletin bir uzantısı değillerse, ayrı bir devletlerinin olduğunu da iddia etmiyorlarsa, niye bu bilgileri devlet ile paylaşmıyorlar? Dolayısıyla cemaat imamı gibi yapılardan bahsediliyor. Burada çok ciddi emareler var. Emniyetteki araçların sigorta işini yapan bir kişinin çok büyük angajmanlar içine girdiği yönünde bilgiler var. Her Bakan’ın, her genel müdürün gölgesi olan bir cemaat imamı olduğu yönünde iddialar var. Bu kadar iddianın arasında bir cemaat var. Dolayısıyla kendilerinin etrafına bakıldığında ise bir cemaat liderinden ziyade, bir devlet başkanı olarak görülüyorlar.

- 17 Aralık operasyonunun arkasında uluslararası güçler var mı?

- Çok açık bir şekilde var. Bu operasyon gerçekleşirken, dünyada Siyonizm karşıtlarını fişleyen bir örgüt, Simon Wıesentahl, Recep Tayyip Erdoğan’ı 2. sırada gösteriyor. Erdoğan’ı, Gazze’deki ambargoya gösterdiği tepki ve “one minute” çıkışından dolayı hedef alıyor. Amerika siyasetini yönlendiren ve dış politika ile ilgilenen GFR diye bir dış politika enstitüsü, MÜSİAD’ın Ankara Şubesinin kurucusu Hüdaverdi Çakır ile görüşüyor. Bu bir yoklama... MÜSİAD, Erdoğan aleyhine konuşacak, bunun karşılığında 300 milyon dolarlık fonlamaya kavuşacak!.. TÜSİAD’ın ‘parelel’ mesajlar verdiği bugünlerde üzerinde düşünmekte fayda var!..

 Peki, Cemaat 17 Aralık operasyonunun neresinde yer alıyor?

- Cemaatin çok önemli bir yerde olduğunu düşünmüyorum. Bu yapıyı bir okyanusa benzetirsek, Cemaat burada batmamaya çalışan bir kayığı temsil ediyor. O kayık da kendisini rüzgâra göre ayarlıyor. Cemaat şimdi Siyonizme kafa tutan insanların veya grupların yok olacağını, dünyanın birçok yerinde okul açmaları için de Amerika ile İsrail’den izin almaları gerektiğini düşünüyor. Kaplan sırtına binmek gibi bir şey bu. Kaplanın karnı aç, sırtındakini tehdit ediyor!..

ABD’NİN HALİFE ADAYI FETHULLAH GÜLEN

- Dost Modern Darbe adlı kitabınızı okurken dikkatimi 28 Mart 2000 tarihli bir yazınız çekti. “ABD’nin halife adayı Fethullah Gülen” demişsiniz taa o günlerde...

- Evet, ABD bunu tasarladı. Müslümanların en azından bir bölümünü kontrol altında tutmak için böyle bir “Ilımlı Vaiz” modelini teşvik etmeyi, ona her türlü “tehdit etmeyen” kuvveti vermeyi planladı. Bugünlerde bu konuşuluyor; “ABD 2018 yılında bütün kurumlara oturacak olan Ilımlı İslâm’ın halifesi olarak böyle bir plan yaptı” deniliyor. Cemaat imamlarından bahsediliyor. Sabah Gazetesi Özel İstihbarat Müdürü Abrurrahman Şimşek, A Haber’de birilerinin kendisine, “Hoca 2018’de Türkiye’ye gelecek, geldiği zaman halife şeklinde her şey ele geçirilmiş olarak bizim elimizde olması gerekiyor” dediğini söylüyor. Eğer ananas, bildiğimiz ananas değilse, o hilafet kurumunun gerektirdiği bir takım ekonomik güçler için atılmış adımlardır. İşte Gülen için böyle bir misyonu uygulatmak istediler.

- AK Parti nasıl bir yol izliyor?

- Erdoğan için biçilmiş bir rol vardı. Erdoğan belli bir süre o dönüşümü gerçekleştirmek için bir süre o çizgiye riayet etti. Daha sonra ise dünyadaki dengelerden de istifade ederek bazı parametreleri değiştirdi. Mesela; AB bizim için tek alternatif olmaktan çıktı. Türkiye; dünyanın her tarafıyla ticaretini artırdı, ilişkilerini artırdı. Dolayısıyla şimdi yerli otomobil, tank ve uçaklardan söz ediyoruz. Elbette ki, egemen güçler büyüyen bir Türkiye istemezler.

- Peki, Cemaat şu anda ne yapıyor?

- Cemaat, milletin iradesine dayanan bir iktidarı, bahaneleri öne çıkartarak ortadan kaldırmak istiyor da; fakat milletimiz yapılanı gördüğünden, yalnızlığa sürüklendi.

- Taşeronluk mu yapıyor? 

- Cemaatin çok ağır tehditlerle karşı karşıya olduğunu düşünüyorum. Bu arada, farklı ilişkileri olanlar ‘panik’ havası içindeki Fethullah Gülen’i iyice korkutuyor, yanlış yola yönlendiriyor...

- Cemaat sıkışmış, sıkıştırılmış bir halde mi?

- Evet. Egemen güçler tarafından çok sıkıştırıldığını düşünüyorum. Bu sıkıştırma nasıl olur? Dikkat etmişsinizdir; bir süre evvel Gülen’in oturma iznine dair bazı tartışmalar oldu ABD’de... Erdoğan “Bitsin bu hasret, yurdunuza dönünüz!” diyerek çok ince bir mesaj vermişti. Evet, bitsin bu hasret!..

- Cemaatin 17 Aralık operasyonuna bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- AK Parti’nin 12 yıllık iktidarı boyunca en ufak bir tepki gelmezken, şimdi ne oldu da Erdoğan üzerinden bir fırtına estirilmek isteniyor? Erdoğan’ı bir anda kötü yapan neydi; bunun sorgulanması lazım.

- Cemaatin, devleti; emniyet ve yargıda kadrolaşarak ele geçirmeye çalıştığı söyleniyor. Bu görüşe katılıyor musunuz?

- Milletimizin kanaati bu yönde. Hanefi Avcı yazdığı kitapta, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü’nün, sırf Milli Görüş’çü olduğu için tasfiye edildiğini söylüyor. Gülcü hakkında bir ihbar mektubu yazılıyor ve sonra görevden alınıyor. Böyle bir yapıya ben karşıyım. Herhangi bir makama hizmet hareketinden birisi gelmedi diye o kişinin bir şekilde görevinden uzaklaştırılması doğru değil. Bu tavır son derece yanlış.

‘BİR YERDE YOKSAN HİÇBİR YERDE YOKSUN’

- Hizmet hareketinin tabanında olan insanlar var, bir de tavanında, tavana yakın yerlerinde...


- Cemaatin ihtiyaçlarını kullanarak belli mevkileri ele geçirmek isteyen insanlar da var. Gülen, bir simge. Aşağıları kontrol edebiliyor değil. Kendisini de kontrol edebiliyor değil. Camia mensupları tarafından Gülen’e atfedilen bir söz var: “Bir yerde yoksan, hiçbir yerde yoksundur.” Bu cümleyi tersinden ele aldığımızda “Her yer senin olmalı, hiçbir yerde senden olmayan bulunmamalı!” gibi bir anlam ortaya çıkıyor. Devlet görevinde, “Senin, benim” meselesinin olmaması lazım. Bakıyorsunuz, birçok devlet görevlisi, ıslak imzalı mektuplarında Gülen’e ‘Siz ne derseniz o olur!’ muhtevalı mektuplar göndermiş. Niye o ne derse o oluyor?

- AK Parti ile Cemaat arasında kavga mı, çatışma mı, savaş mı var?

- Erdoğan açısından baktığımızda, milletin hukukuna sahip çıkma durumu dikkat çekiyor. Hükümet yetkililerinin büyük bölümünü kullanmak ve bunu Ergenekon sürecindeki desteğin diyeti olarak isteyen bir yapılanma var. Erdoğan, bu yapılanmaya karşı duruyor ve milletin hukukuna sahip çıkıyor. Cemaat ise en organize sivil toplum örgütü olma iddiasıyla milletin hükümete verdiği yetkilerin bir bölümünü, hatta büyük bölümünü hükümetin elinden almak istiyor. Bu tabii kabul edilebilecek bir durum değil.

- Gülen’in bedduasını nasıl görüyorsunuz?

- Fethullah Gülen, Kırık Testi kitabında sürekli olarak duadan bahsediyor ama bedduadan hiç bahsettiğini görmedim. Bir sıkıntı varsa, o sıkıntının öncelikle kendilerinden kaynaklanabilecek olduğunu tefekkür etmek, Müslümanlara karşı müşfik olmak gerektiğini söylüyor. Gülen’in o beddua meselesini, tamamen bir yanlışın üzerine gelen başka bir yanlışların ruhunda yol açtığı yıkıntıya bağlıyorum. Sayın Gülen’in psikolojisi bozulmuş ve düzelmesi için kendi yazdığı Kırık Testi kitabını bir kez daha okumalıdır. Kırık Testi’deki tavsiyelere uyması gerekiyor. Öze dönmelidir.

‘GÜLEN HATADAN MÜNEZZEH Mİ?’

- Cemaatin yayın organları olan Samanyolu, Zaman, Bugün ve dışarıdan çalışan Taraf gibi kuruluşların yayınlarını nasıl buluyorsunuz?

- Söz konusu kuruluşların yayınları AK Parti hükümetini yıpratmayı hedefliyor ama etkili değil. Farklı medya organları Başbakan Erdoğan’ın hatası olduğunda bunları dile getirebiliyor ama Bugün ve Zaman gazetesi ile Aksiyon dergisi; Gülen’in herhangi bir konuda yanlış yapmış olabileceğine dair en ufak bir imada bulunmuyor. Gülen günahtan münezzeh mi görülüyor? Buradaki arkadaşları Gülen’in hatalarına dikkat çekebilecek noktaya gelene kadar çok kayda değer bulmuyorum. Öyle ya... Sayın Gülen hatadan münezzeh mi?.. Bugüne kadar tek satırlık bir ‘uyarı’larını görmedik.


Sayın Erdoğan’ın bir konuda hata yaptığını düşünenler ‘yandaş’ denilen mecralarda bunu dile getirebiliyor, yazabiliyor ama bir tek ‘Cemaat yazarı’ Sayın Gülen hakkında en küçük bir eleştiride bulunmadı. Neden acaba? Ya Sayın Gülen’in ‘hatadan münezzeh’ olduğu gibi bir inançları var, ya da yazamıyorlar!.. Korkuyorlar!.. Çekiniyorlar!.. ‘Gülen’in hatalarına’ işaret edebildikleri güne kadar, kusura bakmasınlar ama bu arkadaşları ciddiye almayacağım!..

RÜYALARI DAHİ ÇOK ÇİRKİN

- Gülen’in telefon görüşmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?



- Kamuoyuna telkin edilen Fethullah Gülen Hocaefendi tiplemesini görmüyoruz. Kendisine Türkiye’deki dindar kitlelere en fazla zarar vermiş bir grubun gönlüne girmekten bahsettiğini görüyoruz. Gülen ciddi manada sıkıntıda... Çok bunalmış durumda ve bu bunalmışlık psikoloji içerisinde bir takım gönüllere girme ihtiyacı hissediyor. Hâlbuki bir takım gönüllerden tamamen çıkmış durumda. Sonra tuzluk, tespih meseleleri, Hazreti Peygamber sevgisinin (s.a.v) çirkin Tweet ameliyeleri için kullanılması... O tür ‘rüya’lardan bahsedilmesi... Çok kötü bunlar, çok kötü...

SEÇİM SONUÇLARINI ETKİLEYEMEZLER

- Cemaat yerel seçimlerde, başta Sarıgül olmak üzere CHP’yi destekler mi?



- Bakınız, Genç Parti’yi ele geçirmekten, 78 vekili istifa ettirmekten filan bahsediliyor. Tam manasıyla bir 28 Şubat operasyonu. Biri “Postmodern”, diğeri “Dostmodern” darbe girişimi. Cemaatten birçok arkadaşın Pensilvanya merkezli yapılanları ve bazı uzantıların yaptıklarını tasdik etmediklerini biliyorum. Her toplum değiştiği ve geliştiği gibi Hizmet Camiası da gelişip değişiyor. Recep Tayyip Erdoğan varken, Kemal Kılıçdaroğlu’nu veya diğerini tercih etmek… Bunların ayrımına varacak çok sayıda kardeşimiz var. Dolayısıyla bu Cemaatin gassal elinde meyyit olan grubu çok küçüktür. Onun dışındaki grupların ya da kişilerin çok fazla seçim sonuçları üzerinde etkili olacağını düşünmüyorum.

CHP, ABD’YE HİZMET ETMEYE HAZIR

- 17 Aralık operasyonunun ardından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Amerika Büyükelçisi Frances Ricciardone ile görüşmesini nasıl değerlendirmek gerekiyor?

- “Amerika’da artık güçlü bir CHP var” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, CHP olarak iyice globalleşmiş, Amerika’nın “yüksek ideallerine” hizmet etmeye hazır ve nazır pozisyonda bir parti olmuş. Kılıçdaroğlu, “Bize destek veriniz. Bizi iktidara getiriniz. Biz size saygı, sevgi ve bağlılıkta kusur etmeyeceğiz!” diyor. Bütün verdiği mesajları topladığımızda, bu değerlendirme ortaya çıkıyor.

- 17 Aralık operasyonunun ardından İHH’nın hedef alınmasına ne diyeceksiniz?


- İHH’nın en bariz özelliği nedir? Birçok olumlu özelliği var ama en barizi, Siyonizm karşıtı bir sivil toplum kuruluşu olmasıdır. İHH, İsrail katliamına, zulmüne karşı en büyük tepkiyi vermiş ve bunu Mavi Marmara ile de taçlandırmıştır. İHH, işte bu yüzden hedef alınıyor!



‘KİTABIN GELİRİ YETİMLERİMİZE’

- Dost Modern Darbe adlı kitabınız medyada geniş yer buldu. Vatandaşlarımızın ilgisi nasıl?



- İlk baskı tükendi, ikincisine geçiyoruz, genişletilmiş baskı olarak. İlgi çok iyi. Gelirini biliyorsunuz; İHH’ya bırakıyoruz. Sayın Bülent Yıldırım ile konuştum, geliri “Yetimlerimize” gidecek. Eksik olmasınlar, okuyucularımız çok büyük ilgi gösterdi, hepsine teşekkür ediyorum. En büyük teşekkür de Yeni Akit camiasına...

Etiketler:
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39