• BIST 8871.74
  • Altın 2241.161
  • Dolar 32.3373
  • Euro 35.0876
  • Kayseri 9 °C
  • Ankara 11 °C
  • İstanbul 13 °C

Ünal: 'Devlet FETÖ’yü 2012’de fark etti'

Ünal: 'Devlet FETÖ’yü 2012’de fark etti'
AK Parti Sözcüsü Ünal: 'Devlet FETÖ’yü 2012’de fark etti'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Mahir Ünal, Antalya’nın Aksu ilçesindeki partisinin 4. Olağan İlçe Kongresi’ne katıldı. Köseoğlu Düğün Salonu’nda gerçekleşen kongreye, Ünal’ın yanı sıra, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, AK Parti Antalya Milletvekilleri Atay Uslu, Mustafa Köse, Gökçen Özdoğan Enç, Hüseyin Samani, Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, İstanbul Milletvekili Erkan Kandemir, AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer, Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin, parti ilçe başkanları ve partililer katıldı. Burada partililere seslenen Ünal, FETÖ yapılanmasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunurken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘metal yorgunluk’ sözüne de açıklık getirdi.

Kongrelerin kendilerini hatırlamak için gereken seçimler olduğunu belirten Mahir Ünal, kim olduklarını unuttukları takdirde, yollarını kaybedeceklerini belirterek, “O yüzden önce her seferinde bir kez daha kim olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor. Dolayısıyla AK Parti nedir, AK Parti Türkiye için neyi ifade ediyor, Recep Tayyip Erdoğan Türkiye için neyi ifade ediyor bunu tekrar bir hatırlayalım isterseniz. Çünkü AK Parti, partilerden bir parti değildir. AK Parti bir millet hareketidir ve her zaman söylediğimiz gibi Ak Parti 2001’de kurulmuş bir parti de değildir. Tarihin içinde akıp gelen bir fikir, bir duygu, bir inançtır. AK Parti geleneğini, ruhunu, mensup olduğumuz büyük bir medeniyetten, büyük bir tarihten ve inançtan alır” dedi.

Metal yorgunluğu açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘metal yorgunluğu’ söylemine açıklık getiren Ünal, partililere seslenerek, “Sakın ola ki kendinize herhangi birisi olarak bakmayın. Metal yorgunluğunu üstünüze alınmayın. Cumhurbaşkanımızın söylediği şeyi iyi anlamak lazım. Metal yorgunluğu nedir? Dönün ve nefsinize sorun. Eğer ilk günkü aşkınızı kaybettiyseniz, bu ruhla, bu inançla, bu heyecanla hareket etmiyorsanız, öncelikleriniz değişmiş ise o zaman deyin ki ‘bir dakika, bende metal yorgunluğu var.’ Cumhurbaşkanımızın kastettiği budur. Nefsinize sorun, ruhunuza, vicdanınıza sorun. Yola çıkarken o ilk günkü aşkınızı, heyecanınızı hissetmiyorsanız, vatan söz konusu olduğunda, bayrak, devletin bekası söz konusu olduğunda, sağına ve soluna bakınmadan sorumlu olan ben varım diyemiyorsanız metal yorgunluğunuz var. Cumhurbaşkanımız bundan dolayı bütün teşkilatları uyarıyor” diye konuştu.

 

 

“AK Parti millet aşkı hikayesidir”

AK Parti’yi dünyaya sözü olacak insanların bir araya geldiği yer olarak tanımlayan Ünal, parti olarak ilişkilerinin oy veya siyaset ilişkisi olmadığını söyledi. Ünal, “Bizim bu milletle kurduğumuz ilişki bir oy alışverişi değildir. Bir siyaset ilişkisi değildir. Bizim bu milletle kurduğumuz ilişki, bir gönül ilişkisidir, bir aşk hikayesidir. AK Parti bir millet aşkı hikayesidir. Recep Tayyip Erdoğan’ın hikayesi, milletine aşık, milletine sevdalı bir adamın hikayesidir. Bu hikayeyi unutmayacağız. Ve bizler bu hikayenin parçası olduğumuz için Recep Tayyip Erdoğan’la yoluna sahip olduğumuz için mutluyuz. Bunları duyup rahatsız olan varsa, rahatsız olmaya devam etsin. Biz Tayyip Erdoğan’la yol yürümeye devam edeceğiz. Çünkü tarih boyunca bu millet liderini bulduğu zaman şahlanmış. Niye Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlar? Tayyip Erdoğan bu milletin alnını ak yapmaktan başka ne yaptı. Bu milletin refahı, huzuru için çalışmaktan gecesi gündüzüne katmaktan başka ne yaptı. Neden saldırıyorlar? Çünkü bu milletin teveccühü Tayyip Erdoğan üzerinde olduğu için, bu millete doğrudan saldıramadıkları için Recep Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlar. Dertleri Tayyip Erdoğan ile değil milletle” şeklinde konuştu.

“Türkiye karşıtlarının söylemiyle konuşuyorlar”

AK Parti ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte yaşadığı sıkıntıları da dile getiren Ünal, Avrupa ülkelerinin de son referandumda yürüttüğü ‘hayır’ kampanyasından bahsetti. Ünal, Cumhuriyet Halk Partisi’ni de eleştirerek şunları söyledi: 

“Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika doğrudan Türkiye’yi hedef alan siyasiler devlet adamları açıklama yapıyor. Şimdi diyorsunuz ki Almanya’nın Türkiye’deki referandumla ne işi olabilir? Bakıyorsunuz; Alman devlet televizyonu doğrudan hayır kampanyası yapıyor, devlet televizyonu Türkçe yayın yapıyor. Halk oylaması öncesinde ‘hayır’ verilmesi için reklam filmi hazırlıyor ve Türkçe yayın yapıyor. Yetmiyor, ülkedeki bütün terör örgütlerine PKK gibi FETÖ gibi terör örgütlerine açıktan destek oluyor. Bakıyorsunuz kandildeki terör örgüt elebaşı, video bağlantıyla bir terör örgütünün etkinliğine katılıyor. Ama öbür taraftan bakıyorsunuz bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanının kendi vatandaşlarına hitap etmesi engelleniyor. Sizce bu niye yapılıyor? Ferasetinize, irfanınıza soruyorum? Şimdi diyelim ki bu ülke Türkiye’ye tavır aldığı için böyle yapıyor. Uluslararası ilişkilerde bu ülke bunu tercih ettiği için yapıyor. Peki içeride bir siyasi parti, üstelik ana muhalefet partisi, neden aynı zihniyetle birlikte hareket ediyor? Düşünebiliyor musunuz? Önümüzdeki günler de eğer gerçekleştirilirse, CHP’nin SDP ile Almanya’da ortak bir etkinliği olacak. Ya da bakıyorsunuz CHP’li bir milletvekili çıkıyor, Türkiye’nin terörle mücadelesinde kullandığı insansız hava araçlarının kullanılmaması gerektiği konusunda açıklama yapıyor. Bakıyorsunuz bu milletin ak sütüyle seçtiği meşru hükümete yurt dışındaki Türkiye karşıtlarının dili ve söylemiyle konuşuyorlar. Türkiye’nin son 4 yılında ölümüne mücadele ettiği FETÖ terör örgütüyle aynı dille konuşuyorlar. Düşmanlık başka bir şeydir, muhalefet başka bir şeydir. Bazı ülkeler Türkiye’ye düşmanlık yapabilirler ama içeride bir siyasi partinin düşmanca bir tavır takınması kabul edilemez.”

“Devlet 2012’de paralel devlet yapılanmasını fark etti”

Bizim 15 Temmuz öncesi FETÖ ile mücadele etmediği yönündeki söylemlere sert çıkan Ünal, 2002 yılında göreve geldikleri anda demokrasi mücadelesi verdiklerini hatırlattı. Ülkede özgürlüklerin arttırılması için ciddi bir mücadele verdiklerini anlatan Ünal, ”Türkiye demokratikleşirken, Türkiye vesayet odaklarından kurtarılırken, AK Parti olarak bütün sivil unsurlarla beraber hareket ettik. Bütün bu sivil unsurların içerisinde sivil toplum örgüt görünümlü yapılar vardı. Biz bunu ne zaman fark ettik? Devlet ne zaman fark etti? Devlet 2012 ve 2013’de şunu açık olarak şunu gördü; Sivil toplum örgütü görünümlü bu yapının aslında bir paralele devlet yapılanması olduğunu gördü ve Cumhurbaşkanımız dedi ki ‘bu sivil toplum kuruluşu görünümlü yapı, paralel devlet yapılanmasıdır’ dedi ve bu yapıyla mücadeleyle yapmaya başladı” dedi.

“2012’de ‘delil yoktur’ diyordun”

15 Temmuz 2016 günü ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2 yılda hazırlanan FETÖ iddianamesini kabul ettiğini belirten Ünal, konuşmasını söyle sürdürdü: 

“İlk 30 sayfasına bakarsanız iddianameyi hazırlayan savcı kimlerin bu mücadeleyi nasıl engellediğini anlatır. Medya ayağında, siyasi ayağında yani devletin FETÖ yapılanmasıyla 2013’te sonra nasıl mücadele ettiğini açık açık anlatır. Peki ben size soruyorum, devlet bu yapılanmayla mücadele ederken, 17 Şubat 2012’de CHP genel başkanını bir açıklaması var. Diyor ki ‘yargı içerisinde bir paralele yapılanma olduğunun söylemek, doğru değildir. Bu konuda yeterli delil yoktur’ diyor. Buna sormak lazım, bize diyor ya ‘siz 2006’da, 2007-2008’de bu yapıyla mücadele etmediniz’ Sen 2012’de diyordun ki ‘bu yargının içerisinde olduğu iddia edilen paralel yapıyla ilgili ‘yeterli delil yok’ diyordun. Bu delil ne zaman ortaya çıktı? 17-25 Aralık sürecinde bir yargı darbesiyle ortaya çıktı. Biz ne diyorduk? Kolluk paralel, savcı paralel, hakim paralel, devlet 2013’ten itibaren bu yapıyla doğrudan mücadeleye etmeye başladı. Peki devlet bu mücadeleye başladığında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ne yaptı hatırlayın; gözaltına alınanlara kalkan oldular mı? Bu paralele yapıya mensuplarla ilgili adliyelerde milletvekilleri avukat sıfatıyla müdahil oldular mı? Bu mücadeleyi engellemek için her türlü sözcülüğe kalkıştılar mı? Peki soruyorum, bu sivil toplum örgütü maskeli yapı, paralel devlet yapılanması olduğu anlaşıldıktan sonra biz mücadele yapmaya başladık, peki siz ne yaptınız? Siz bu yapıya kalkan oldunuz. Özellikle bu yapının sözcülüğünü üstlendiniz. Yetmedi 15 Temmuz gibi bir işgal girişimi yaşandıktan sonra siz ne dediniz? Tiyatro dediniz. Bu şehirde belediye başkanlığı yapmış bir milletvekili utanmadan, bu milletin kahramanlık destanı yaşadığı geceye ‘tiyatro’ dedi. Ne dediniz? Kontrollü darbe dediniz. Ne dediniz öngörülen ama engellenemeyen dediniz. Peki bunu niye bu şekilde söylüyorsunuz.”

Adalet yürüyüşü ile kurultayını eleştirdi

CHP’nin adalet yürüyüşü ile adalet kurultayını da eleştiren Ünal, son olarak şunları kaydetti:
“Adalet arıyorlarmış. Bu ülkede 15 Temmuz işgal girişiminden sonra bu ülke FETÖ yapılanmasıyla hesaplaşırken siz şehit yakınlarının, gazilerin yanında olmayacaksınız, FETÖ davalarına müdahil olmayacaksınız, bu milletin adalet arayışının sözcüsü olmayacaksınız, ondan sonra kalkacaksınız adalet arayışı diyeceksiniz. BU millet bunu kabul etmez. Şimdi ne diyorlar? Çok tehlikeli bir dille söylemle söylüyorlar. ‘Türkiye’de adalet yok, Türkiye’de mahkemeler adalet dağıtmıyor, Türkiye’de yargı iktidardan talimat alıyor’ bunları içeriye dönük söylemiyorlar, bunları dışarı dönük söylüyorlar. Niye biliyor musunuz? Çünkü yarın bu davalarla ilgili Avrupa insan hakları mahkemesine gidildiğinde, orada bu davaların bozulması için altlık oluşturuyorlar. Şimdi şunu demeye başladılar, savunma hakkı kutsaldır, siz savunma konusunda da adil davranmıyorsunuz. Yine içeri değil, dışarı konuşuyorlar. Amaçları ne? Türkiye’deki yargılamaların adil olmadığı mesajını dünyaya vermek. Peki bu millet bu oyunu görüyor mu. Görüyor. Bu milletin oyun bozmada üstüne yoktur.” 

Kongrede konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ise AK Parti’nin başarısının dünyadaki mazlumlar ile milletin başarısıyla eş değer haline geldiğini söyledi. ‘Her seçimde yükselen başarı çıtasını çok farklı noktaya taşıdık’ diyen Türel, artık seçimlerde birinci çıkmanın yeterli olmadığını mutlaka yüzde 50+1 oranını yakalayarak yola devam etmeleri gerektiğini söyledi.

Ak Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer de, kongrelerin yenilenme ve tazelenme dönemi olduğuna işaret ederek, “Genel merkezin verdiği tarihe göre kasım ayında Antalya’daki kongrelerimizi tamamlamış olacağız. Bu kongre sürecinde tabi ki bayrak teslimi olacak. Yeni teşkilat mensuplarımız o bayrağı daha yukarıya, 2023 hedefimize götürmek için çaba gösterecekler. Bu süreçte dünyanın 10 zengin devlet hedefine ulaşmak için Avrupa’nın ilk 3 ülkesi içerisine girebilmek için emin adımlarla ilerleyeceğiz” dedi. 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39