“Ampül yanarsa Kandil söner”

Cumhurbaşkanımızın Van Mitingine katıldık. İletişim Başkanı Sn. Fahrettin Altun’un davetiyle geziye iştirak ettik. 14 Mayıs seçimleri öncesinde sahayı gözlemle imkanımız oldu. Zaten seçim öncesi Anadolu Soruyor programları çerçevesinde Türkiye’yi dolaşıyoruz. Sahaya ilişkin epey bir kanaatimiz oldu. Ama ben burada Van’dan hareketle Kürt seçmenin oy verme eğilimini ele almak istiyorum. 

Bir kere şunu kabul etmek gerekir HDP’nin Kemal Kılıçdaroğlu’na olan destek açık bir şekilde sürüyor. Sadece HDP sözcüleri değil Kandil’deki terör baronları da Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yapıyorlar. 

 Erdoğan Van’da ciddi bir ilgi ile karşılandı. Kürt halkının hafızasında AK Parti ve Erdoğan’ın hayırlı bir yeri var. Nasıl olmasın ki? Bugün devlet TRT Kürdi diye bir kanal kurmuşsa bunu yapan Erdoğan’dır. Daha düne kadar doğuda vatandaşlar Kürtçe konuşamazken devlet bugün Kürtçe kurslar açmış. İnkâr ve asimilasyon bitmiş. Beyaz Toroslardaki faili meçhulleri bitirmiş. Bunu yapan kim? Elbette Erdoğan.  

Şunu peşinen belirteyim Erdoğan Kürt açılımı yaptığı için Kandil’deki terör başları rahatsız oldular. Onlar istiyor ki doğuda yol olmasın. Devlet Kürt halkına zulüm etsin. Ancak o dönem kapandı. Devlet hem demokrasiyi hem de kamu güvenliğini korumaktadır. Çözüm sürecini hendek kazarak sabote eden PKK’lı teröristler Kürt halkına yapılan her türlü hizmete karşı çıkıyorlar.  

HDP ve PKK siyaseti Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. O nedenle bu bölgelerde Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun oyu kafa kafaya gidiyor. Buradan ben soruyorum. HDP neden Kılıçdaroğlu’nu destekliyor? Yoksa ABD Başkanı Biden’ın emrini mi yerine getiriyorlar. Ne dedi Biden, “Dostlarımızla birlikte Erdoğan’ı devireceğiz” bu cümlenin gereği olarak PKK baronlarına talimat verilmiş. Kılıçdaroğlu’nu destekleyin denilmiş.  

Van’da HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da güzel bir konuşma yaptı. Bu seçimin sıradan bir seçim olmadığını tarihin en önemli seçimi olduğunu belirtti. Zekeriya Bey haklı. PKK ve HDP siyaseti Kürtleri dinsiz, kitapsız ve seküler yapmaya çalışıyor. Kürt halkının geleneğini, kültürünü yok ediyorlar. PKK demek din düşmanlığı demektir. Zaten batılılar  HÜDA-PAR’a dindar oldukları için karşıdır. PKK neredeyse tüm coğrafyayı yaktı, katliamlar yaptı. Onlara batı ses çıkarmaz. Çünkü onlar PKK dinindendir. 

 Yazımın sonuna gelirken şunu belirteyim. AK Parti Kürt halkının kimliğini tanımış, önündeki engelleri kaldırmış ve kardeşlik iklimine katkı vermiştir. Öte yandan, bu barış ortamını fırsat bilen Kandil’deki PKK baronları hendek kazmış, barışı dinamitlemiş, ülkeyi bölmek için düğmeye basmıştır. 

Şunu kabul edelim. HDP Türk Bayrağından rahatsızdır. Bu ülkenin dininden rahatsızdır. Bu ülkenin Müslüman halklarından rahatsızdır. Erdoğan, barışı sabote eden PKK’lı teröristlere karşı kamu güvenliğini sağlamak adına gerekeni yapmıştır. Bir taraftan demokrasi demiş bir taraftan da devletin gücünü göstermiştir. Demokrasiye de devlete de sahip çıkmıştır. PKK’nın yalan ve kara propagandasını boşa çıkarmıştır. Kürtlerin demokratik haklarını vermiştir.  Ancak bu haklarla yetinmeyen bölücülere karşı da en sert tokatı atmıştır. Sonuç olarak şunu yazayım. Ak Parti’nin ampulü 14 Mayıs tarihinde yanar ve seçimi kazanırsa Kandil’in ışığı sönecek ve PKK hüsrana uğrayacaktır. Ya Erdoğan ile yola devam edecek huzur kazanacak ya da kaos başlayacaktır. Karar aziz milletimizin.