MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Terörsüz Türkiye' hedefine ilişkin, "Neymiş, bizi yargılayacaklarmış? Neymiş, bizden hesap soracaklarmış? Siz yargılasanız yargılasanız çantacı pespayeliğinizi ve cukka düşkünlüğünüzü yargılarsınız. Bakınız, şu yaşımda mertçe ve dürüstçe haykırıyorum; yeter ki Türkiye ve Türk milleti barış, huzur ve sükunet bulsun, yeter ki terör hayatımızdan kalıcı olarak sökülüp atılsın; bizim sonumuz da varsın darağacı olsun" dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, 24 Ekim'de başlattıkları 'Hayırlı Günler Komşum' ziyaretleri ile 'Derdin Derdimizdir Sohbet Toplantıları'nı yurt genelinde azim ve heyecanla devam ettirdiklerini belirterek, "Nitekim 23 Kasım 2025 tarihi itibarıyla 81 il ve 953 ilçeyi kapsayan 9 bin 95 programla muazzam bir performans gösterilmiş, sizler başta olmak üzere dava arkadaşlarımız insanüstü bir emek sarf etmişlerdir. Bu vesileyle hepinizi candan ve yürekten kutluyor, başarılı ve verimli çalışmalarınızın artarak devamını temenni ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi varsa huzur vardır, hedef vardır, güvenlik vardır, çözüm vardır, çare vardır, merhamet ve muhabbet vardır" diye konuştu.
'DİLEĞİM, ATANAMAYAN TEK BİR ÖĞRETMENİMİZİN DAHİ KALMAMASIDIR'
Ardından '24 Kasım Öğretmenler Günü' hakkında konuşan Bahçeli, "Öğretmenler medeniyet meşalemiz, aydınlık geleceğin mimarlarıdır. Her öğretmen dünyadır, her öğretmen muhteremdir, her öğretmen kemali edeple hatırlanmalı ve maruz kaldığı sosyal, mesleki ve ekonomik sorunları birer birer çözülmelidir. Mutsuz, umutsuz ve huzursuz öğretmen, kaygılı ve aklı karışmış nesillerin maalesef hazırlayıcısı olacaktır. Yeni yüzyılda öğretmenlerimizin acil ihtiyaçlarını karşılayacak, onların yüzünü güldürecek, muhannete muhtaçlıklarını bertaraf edecek, öğrenen ile öğreten arasındaki bağı güçlendirecek kararlı adımların atılması gerekmektedir. Ümidim ve dileğim, atanamayan tek bir öğretmenimizin dahi kalmamasıdır. 2023 KPSS sonuçlarına göre; ilk 20 bine giren ve atanmaya hak kazanan, ne var ki mülakatlarda elenen 1611 öğretmen adayımızın haklarının iadesi, bu suretle ilave kontenjan tahsisinin ifası; 2024 KPSS'de yüksek başarı gösterip dereceye giren ancak kısıtlı kontenjanlar sebebiyle ataması yapılamayan öğretmen adaylarımıza ek kontenjan hakkı tanınması, 2025 Akademi Giriş Sınavı sonuçlarına göre, sadece 10 bin kadro ihdas edilmesinin mağduriyetlere yol açmasından mütevellit bu sayının artırılması, ayrıca 14 aylık akademi eğitiminin uzunluğu dikkate alındığında bu eğitim süresinin makul sınırlara çekilmesi teklif ve temennilerimizden bir kısmıdır" dedi.
'BÖLÜCÜLÜĞÜN KAYNAĞI KURUYOR, BUNDAN KORKUYORLAR'
Türkiye'nin kendi içine kapanarak, kabuğuna sığınarak, küresel ve bölgesel gelişmeleri yedek kulübesinden izleyerek yeni yüzyıla istikamet çizemeyeceğini işaret eden Bahçeli, "Hep bir adım önde olmak, dünyayı Türkçe okumak, başkent Ankara merkezli politik dinamiklere sıkı sıkıya bağlanmak, vazgeçilmez değer ve önemdedir. Asıl mesele değişen dünyaya edilgen bir şekilde ayak uydurmak değil, yeni bir dünya mimarisinin taşıyıcı fikir ve kuvvesiyle öne çıkmak, öncü rol oynamaktır. İstiyorlar ki birbirimize küselim ve birbirimizden kopalım. Bekliyorlar ki evlatlarımızın bayrağa sarılı tabutlarını omuzlarda taşıyalım. Diyorlar ki analarımız ağlasın, nasılsa ağlayanlar onlardan değil. Diliyorlar ki eşkıya dağlarımızda gezsin, fidan gibi kınalı kuzularımız toprağın kara koyununa girsin. Tahakkümün zincirleri kırılıyor, bundan ürküyorlar. Bölücülüğün kaynağı kuruyor, bundan korkuyorlar. Terörün bitişiyle eş zamanlı olarak barış ve huzur kuşağının iç cephemizi saracak olmasından da aşırı derecede rahatsızlık duyuyorlar. Türk ile Kürt'ü düşman etmek üzerine kurulmuş 1,5 asırlık emperyalist komplo yerle yeksan ediliyor, bundan dolayı uyuşmuş vicdanlarıyla son kozlarını oynuyorlar. Tarih boyunca, 'yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden' bütün şehitlerimizle övünüyoruz" dedi.
'TERÖRSÜZ TÜRKİYE, TÜRK MİLLETİNİN TAVİZSİZ KARARIDIR'
Devlet Bahçeli, "Hiç kimse şehitlerimiz üzerinden istismar parantezi açmaya kalkışmasın. Türk milletinin bağımsız ve onurlu yaşaması için, 'bir gül bahçesine girercesine kara toprağa girmiş' kahramanlarımıza minnet duyuyoruz. Hiç kimse minnet duygumuzla boy ölçüşmeye yeltenmesin. Terörsüz Türkiye, Türk milletinin ve Türk devletinin tavizsiz kararıdır. Bu karar ve kararlılığı sekteye uğratmaya, sabote etmeye hiçbir hayasız hamakat ve hamaset siyasetçinin takati yetmeyecektir. Merhum Hocamız Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver diyor ki; 'Bu beni alakadar etmez dediğiniz gün, bu ülkeye en büyük suikastı yapmış olursunuz. Aksini vatana ve millete hizmet sayarım.' Türkiye'nin terörden arınması ve arındırılması beni alakadar etmez diyenlerin alayı birden suikastçıdır. Neymiş, bizi yargılayacaklarmış? Neymiş, bizden hesap soracaklarmış? Neymiş, anayasa ve kanunlara göre suç işliyormuşuz. Siz yargılasanız yargılasanız çantacı pespayeliğinizi ve cukka düşkünlüğünüzü yargılarsınız. Bakınız, şu yaşımda mertçe ve dürüstçe haykırıyorum; yeter ki Türkiye ve Türk milleti barış, huzur ve sükunet bulsun, yeter ki terör hayatımızdan kalıcı olarak sökülüp atılsın; bizim sonumuz da varsın darağacı olsun. Biz korkuyu korkutalı çok oldu. Bizim sahte korkuluklara eyvallah ettiğimiz de hiç duyulmadı, hiç görülmedi" diye konuştu.
'SONUNA KADAR TERÖRSÜZ TÜRKİYE'NİN MÜDAFAASINDAYIZ'
Bahçeli, 'Terörsüz Türkiye' hedefi kapsamında TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi 3 milletvekilinin İmralı ziyaretine ilişkin de şunları kaydetti: "Terörsüz Türkiye hedefinin en ciddi muhataplarından birisi İmralı'dır. TBMM'de kurulan 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun geçtiğimiz cuma günü İmralı'ya gitmek üzere nitelikli çoğunlukla aldığı karar, bu karar doğrultusunda MHP, AK Parti ve DEM Parti'den birer milletvekilinin Ada'ya gitmesi tarihi bir gelişmedir. Bu vesileyle Genel Başkan Yardımcımız ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Feti Yıldız ile diğer milletvekillerimize yürekten teşekkür ediyorum. CHP ve komisyonda bulunan diğer partiler İmralı'ya gitmekten sarfınazar etmişler. Varsın etsinler, hiç sorun değil, ondan bundan medet umarak 'Terörsüz Türkiye' hedefini takip etmiş olsaydık, onun bunun ağzının içine bakarak izin ve icazet arasaydık böylesi ağır bir sorunu bırakınız konuşmayı, yerimizden bile kıpırdayamazdık. Korkarak yaşayanlar yalnızca hayatı seyreder. Biz seyirci değiliz, hayatın yönünü değiştirme iradesi taşıyan zamanın ve zeminin müşahidi Milliyetçi-Ülkücü Hareketiz. Cesaret zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık felaket götürür. Yüreğimizle, gönlümüzle Terörsüz Türkiye'nin yanındayız. Tarihe, ecdada, şehitlere ve bayrağa sahip çıkmak, ortak geleceği kucaklamak, milli değerler etrafında birleşmek, Türkiye'nin onurunu muhafaza etmek, milli birliği, milli kimliği ve milli devleti korumak, bin yıllık kardeşliği yaşamak ve yaşatmak amacıyla Terörsüz Türkiye'nin sonuna kadar müdafaasındayız."
'BİZİM ÇAĞRIMIZ TÜRKİYE'NİN KURTULUŞ ÇAĞRISIDIR'
Bahçeli ayrıca, "Biz köklere, kökenlere bakmayız. Biz inançlara, mezheplere ayırmayız. Bölmeyiz, parçalamayız, dağıtmayız. Bayrağa saygı var mı, millete hürmet var mı, vatana sadakat var mı; ona bakarız. Bizim çağrımız, Yesevi'nin, Dedem Korkut'un, Hacı Bektaş'ın tarihten gelen çağrısıdır. Bizim çağrımız; Kürşad'ın, Ulubatlı'nın, Sütçü İmam'ın, Kara Fatma'nın maziden ulaşan çağrısıdır. Bizim çağrımız; zedelenen, aşağılanan, hor görülen milli onurun çağrısıdır. Bizim çağrımız; Terörsüz Türkiye'nin, yeni yüzyılda hüküm veren, hükümran olacak Türk milletinin çağrısıdır. Nihayet bizim çağrımız Türkiye'nin kurtuluş çağrısıdır. Geçmişte yaşanan her şey geride kalmıştır. Hayat devam etmekte ve ileriye doğru hızla ilerlemektedir. Bu nedenle geriye takılıp kalmak bizleri ileriye götürmeyecektir. Mücadelemiz, milletimizi esas alan büyük bir birlik, birleşme mücadelesi vermektedir. Vatanımızı temel alan büyük bir kucaklaşma ve kaynaşma mücadelesi vermektedir. Bu kapsamda gün her zamankinden daha fazla birlik ve dayanışma günüdür. Elbette gündelik yaşayış ve yaklaşımlarınızda bir elin parmakları gibi ayrı ayrı düşüncelerimiz olabilir. Ancak eğer konu ülkemizin ali çıkarlarıysa bir yumruk gibi sıkılı olmaktan başka bir seçenek tanımayız. Eğer mevzubahis olan Türkiye ise ayrıyı gayrıyı bir kenara bırakıp birleşmek zorundayız. Bozgunculara, yıkıcılara fırsat vermeyeceğiz. İstismarcılara itibar etmeyeceğiz. Tahrik ve tertiplere ihtimam göstermeyeceğiz. Birlik olup kucaklaşacağız. Kürt ve Türk olarak tek bir ses, tek bir nefes olacağız. Türkiye'mizi ve aziz milletimizi çağların ötesine taşıyabilmemizin başka bir yolu ve yöntemi olmadığını aklımızdan çıkarmayacağız. Hepimiz bunu başaracak azim ve inanca sahibiz" dedi.


























