• BIST 8448.45
  • Altın 1615.49
  • Dolar 27.5621
  • Euro 28.9769
  • Kayseri 16 °C
  • Ankara 17 °C
  • İstanbul 20 °C

CHP İl Başkanı Özer: "Kayseri’de tarımsal üretim komaya girmiştir"

CHP İl Başkanı Özer: "Kayseri’de tarımsal üretim komaya girmiştir"
CUMHURİYET HALK PARTİSİKAYSERİ İL BAŞKANLIĞICOVİD-19 SALGINI SÜRECİNDE TARIM VE HAYVANCILIK RAPORU.

Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri İl Başkanı Ümit Özer, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yapmış olduğu açıklamada, virüsün en çok yayılan 4 ilden biri Kayseri söylemlerinin ardından bir basın açıklaması düzenledi. Özer, Kayseri’de alınan önlemlerin yetersiz olduğunu dile getirdi.


Koronavirüs ülkemizde hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Virüsle mücadele kapsamında alınan önlemleri değerlendirmek için bir basın açıklaması düzenleyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, virüsün en çok artık gösterdiği dört ili saydı ve bu illerin içerisinde Kayseri’nin de olduğunu söyledi.

Bu açıklamanın ardından CHP Kayseri İl Başkanı Ümit Özer’de bir basın açıklaması düzenledi ve alınan önlemlerin yetersiz olduğunu dile getirdi. Özer: “Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, 14 Nisan 2020 salı akşamı yaptığı açıklamada korona virüsünün en çok artış yapan 4 ilden birinin ne yazık ki şehrimiz olduğunu açıkladı. Maalesef bu beklenen bir durumdu.

Zira tarafımca oluşturulan Korona Virüs Pandemisi Komisyonu tarafından hazırlanan ve başta Valimiz Sayın Şehmuz Günaydın olmak üzere yetkili kurumlar ve basın kuruluşlarıyla da paylaştığımız Covid -19 raporumuzda Kayseri’deki tehlikeye dikkat çekerek alınması gereken önemleri tek tek sıraladık.

Ülkemizde ilk vakanın tespit edildiğinin açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden önce Kayseri’de yurtdışından gelen yurttaşlarımızla ilgili uygulamalarda yanlışlık olduğu görüldü.

Hazırladığımız raporda; 5 Mart 2020 tarihinde yurt dışından (UMRE’den) gelen 250 kişilik kafilede 1 vatandaşımızın yüksek ateş nedeniyle gözlem altına alındığı, 249 vatandaşımızın ise hiçbir sağlık kontrolü yapılmadan evlerine gönderildiği hatırlatılarak, bu kişilerle ve bu kişilerin temas ettiği kişilerin tespit edilmemesinin ortaya çıkardığı risklere dikkat çekerek, gerekli önlemlerin alınmasını istedik.

Ancak yaşanan gelişmeler bu konuda gerekli hassasiyetlerin gösterilmediğini acı olaylarla bize gösterdi. Bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmediği gibi sonrasında İşkur İl Müdürlüğü’nde yine yanlış bir uygulama ile karşı karşıya kaldık.

Bir servis şoförünün covid-19 test sonucunun pozitif çıkmasının ardından servisi kullanan 20 kişiye test yapılırken, 3 kişinin daha test sonucunun pozitif çıktığı bizzat İşkur İl Müdür vekili tarafından açıklanırken, diğer personele ve bu süreçte İşkur’a gelen vatandaşlarımız tespit edilerek test yapılmaması da maalesef yanlış bir uygulamaydı” dedi.


Otobüs şoförlerinden bazılarının testlerinin de pozitif çıktığını ve bu sürecin ortak akılla aşılması gerektiğini dile getiren Özer: “Sonrasında istifa şovlarla gölgelenmeye çalışan skandal sokağa çıkma yasağı kararı da yayılımı artıran bir unsur olmuştur.

Ayrıca ilimizde bir otobüs şoförünün test sonucunun pozitif çıkmasının ardından hiçbir önlem alınmadan otobüs seferlerinin azaltılması sonucu vatandaşlarımızın toplu taşıma araçlarındaki üst üste görüntüsü kentimiz adına üzüntü verici bir görüntü oluşturmuştur.

Umarım bu yanlışların sonucunda istenmeyen bir tabloyla karşılaşmayız. Buradan yetkililere seslenmek istiyorum; ülke olarak bu süreci el birliğiyle, ortak akılla aşmak zorundayız.

Yapılması gerekenleri zamanında yapmadığınız için; sokağa çıkma yasağında olduğu gibi, sonuçlar istenenin aksi bir tabloya dönüşebiliyor.

Bu süreçte herkes siyasi kaygılarla değil, ortak akılla, bilimin ışığında hareket etmek zorundadır. Umarım yetkililere sunduğumuz Covid-19 raporumuzu ilgililer okurlar ve önerilerimizi dikkate alırlar. Biz halkımız için doğruları söylemeye, ilgili kişileri uyarmaya devam edeceğiz. Evde kalın, sağlıkla kalın” diye konuştu.

 

Bu rapor; Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı’nın konunun uzmanları ve sektör temsilcileriyle yapılan görüş alışverişleri doğrultusunda hazırlanmıştır. Amacımız hayatın tüm alanlarını etkileyen salgın sürecinde tarım ve hayvancılık sektörünün yaşadığı sorunlara dikkat çekmek ve çözüm önerilerimizi sunmaktır.


HAYVANCILIK
GENEL DURUM:


Hayatın tüm alanlarını olumsuz etkileyen Covid-19 Salgını, zaten zor durumda olan tarım ve hayvancılık sektörünü daha da zor bir sürece sürüklemiştir.


Tarım ve hayvancılık sektörü son üç yıldır zarar eden bir sektör haline gelmişti.
Yem, saman, küspe, soya küspesi vb. hammaddelerinde meydana gelen fiyat artışlarının yarattığı olumsuzluk zor günler yaşayan besicilerimizi daha da zor duruma sokmuştur.


Hammadde konusunda dışa bağımlı olduğumuz için dövizdeki yükselmede hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın maliyetlerinin artmasına neden olmuş, Ocak ayından mart sonuna kadar olan süreçte yem fiyatları yüzde 25 düzeyinde artış göstermiştir.


Maliyetlerinin yükselmesinin yanı sıra tüketimde meydana gelen daralma sektörün durumunu daha da kötüleştirdi. Lokantalar, oteller, cafeler, yemekhanelerin yanı sıra bazı fabrikaların kapalı olması, salgın nedeniyle turizmin bitmesi et tüketiminde ciddi bir düşüşün yaşanmasına neden olmuştur. Daralma ile birlikte kesim fiyatlarında da ciddi düşüşler meydana gelmiştir.


Salgın kapsamında birçok işletme kapısına kilit vurabilir ama besicilerin böyle bir şansı yoktur. Ülkemizde yayla ve meralardan yeterince yararlanamadığı için hayvancılık yüzde 80’ler düzeyinde yarı-açık ve kapalı 50-250 başlık işletmeler şeklinde yapılmaktadır. Bu işletmelerimiz bugün tüketimin daralması sonucu hayvanlarını kesime gönderememekte ve hayvanlar paraya çevrilememektedir.


ÖNERİLER
Tarım ve hayvancılığın sürdürülebilmesi için acilen iktidar tarafından bir destek paketi açıklanmalıdır. Ancak bu destek paketi gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalıdır. Zira geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından “Bitkisel Üretimin Geliştirilmesi” Projesi kapsamında yüzde 75 hibe desteği ile dağıtılan tohumlar konusunda ciddi şaibe iddiaları gündeme geldi.


Kayseri’de daha proje açıklanmadan bir hafta önce kimi yerlerde İlçe Tarım Müdürlükleri, kimi yerlerde de Ziraat Odaları vasıtasıyla tohumların dağıtılmasına çiftçilerimiz büyük tepki gösterdi.


Paket kapsamında çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları krediler acilen 1 yıl süreyle faizsiz olarak ertelenmelidir.
Sigortasını, Bağ-Kur’unu ödeyemeyen çiftçilerimizin Bağ-Kur ve sigorta ödemeleri en az 6 ay süreyle ertelenmelidir.
Besicilerimizin ayakta kalabilmesi için işletmelerimize hayvan başına 1000 TL, bir yıl ödemesiz ve faizsiz kredi verilmelidir.


Besicilerin hayvan başına 250 TL olan Besi Destek Paraları acilen ödenmelidir.
2019 yılı süt ve buzağı desteklemelerinin bir an önce ödenmelidir.
2020 yılı desteklemelerini avans olarak acilen ödenmesi gerekmektedir.


Besiciler için saman yine kriz haline dönüşmüştür. Tonu 850 TL olan saman bugün 1.300 TL’ye satılıyor. Ayrıca salgın kapsamında taşımacılığa bir takım kısıtlamalar getirilmiştir. Saman taşıyan nakliyecilerin giriş çıkışlarında kolaylık sağlanmalıdır.


Lokanta, restoran, pastane ve otel gibi işletmelerinin kapanması dolayısı ile süt üreticilerin süt satamamasından dolayı bu konuya devletin acilen bir çözüm üretmesi ve çabuk bozulan mal olarak mücbir sebep kapsamında devlet destekli alım yapılmasın sağlanması gerekmektedir.


Yumurta ihracatında problemlerin yaşanması yumurta sektörünün salgından olumsuz etkilenmesinden dolayı acilen “MÜCBİR SEBEP den etkilenen sektörler listesine alınması gerekmektedir. Gümrük kapılarının kapalı olmasından dolayı sektör olumsuz etkilenmiş yem maliyetlerinde artış yaşanmıştır. Bu sebepten dolayı yem tedariki ve fiyatlarla ilgili yem desteği konusundaki tedbirlerin acilen alınması gerekmektedir. Yumurta sektöründe stok yönetme kabiliyeti olmadığı için dengede olan arz talep dengesi, fiyat yönünden üretici aleyhine hep bozulmaktadır. Yumurtaların piyasa zararına arzını önlemek için yumurta taban fiyat planlaması acilen yapılmalıdır.


Mülkiyet sorunu nedeni ile ÇKS kaydı oluşturulamayan ve tarımsal destekten faydalanamayan üreticiler için Tarım ve Orman İl ve ilçe müdürlüklerinde oluşturulacak ekiplerce ekim yapılan arazinin belirlenmesi ile ÇKS kaydının bir an önce oluşturulması sağlanmalıdır.


Covit 19 salgını ve alınan tedbirler nedeni ile bölgemize sebze fidelerinin gelmesinde ve ekiminde sorunlar yaşanacağı görülmekte sonucunda ise yaz döneminde sebze fiyatlarını yükseleceği gözlenmektedir. Yetkililerce bu sorunun acilen çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

 

TARIM
GENEL DURUM
Tarım Bakanlığının 2020 yılı Tarımsal Destekleme bütçesi 22.1 milyar lira olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde onaylandı. Çiftçilerin 2019 yılı ürünü için Devletten alacağının 13,1 milyar lira olmasına karşın 17 Nisan 2020 tarihine kadar ödenmesi programlanan miktar ise 9 milyar liradır. Üreticilere ödenecek olan Tarımsal destek ödemeleri üreticilerimizin korona virüs mağduriyetlerine rağmen ne yazık ki geçen yılın gerisinde kalmış durumdadır.


2019 Yılının ilk üç aylık döneminde 16,2 milyar tarımsal desteğin yarısından fazlası 8,8 milyar lira olarak ödenmişti. 2019 yılından geri kalan destek ödemelerinin ise 17 Nisan’a kadar tamamlanacağı söyleniyor. Üreticilere ödenecek olan destek ödemeleri ise Sulama birlikleri ve elektrik dağıtım şirketlerinin borçları kesildikten sonra üreticilerin banka hesaplarına geçebiliyor. Cumhurbaşkanlığının, 3 Ocak 2020 tarihinde yayınlanan “T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Karar”ın uygulama tebliği 25 Mart 2020’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu karar ve uygulama tebliği her yıl rütin olarak yayınlanıyor. Koronavirüs ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, çiftçiye, tarım sektörüne korona virüs mağduriyetinden dolayı sağlanan yeni bir kredi veya faiz desteği yoktur. Her zaman olduğu gibi bu yıl da tarım kesimi göz ardı edilmiştir.


ÖNERİLER
Koronavirüs salgınından doğrudan etkilenen ve ana faaliyet alanı bakımından; alışveriş merkezleri sağlık hizmetleri, mobilya imalatı, sanayi ve hizmet sektörlerinin bir çoğunda faaliyette bulunan mükelleflere yönelik “Mücbir sebep” düzenlemesi yapıldı. Bu sektördeki şirketlerin vergi başta olmak üzere kamuya olan borçları, ödemeleri ötelenirken, tarım şirketleri, gıda üreticileri görmezden gelinerek bu kapsama alınmadı.


Ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi Kayseride de çiftçilerimiz, gübre, ilaç, akaryakıt ve elektrik gibi borçlarını borçla kapatmaya çalışmaktadırlar. Avrupa Birliği (AB) tarafından aday ve potansiyel aday ülkelere destek olmak amacıyla oluşturulan, Katılım Öncesi Yardım Aracı olarak %70’lere varan hibe desteği olan İPARD destekleri ise bu yıl da Kayseri’den esirgendi. İPARD hibe desteklerinin dağıtılacağı iller ile ilgili kriterlerin en kısa sürede yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.


İPARD destek programı dahilindeki iller, Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Ardahan, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Giresun, ,Hatay, Isparta, Kahramanmaraş, Karaman, Kars, Kastamonu, Konya, Kütahya Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muş, Nevşehir, Ordu, Samsun, Şanlıurfa, Sivas, Tokat, Trabzon, Uşak, Van, Yozgat illeriyle sınırlıdır. Kayseri merkezi ve ilçeleri bu illerden çok daha gelişmiş midir de İPARD programı haricinde görülmektedir. İl merkezimizi bir kenara bırakalım, hangi ilçemiz yüksek gelişme seviyelerine ulaşmış da bu desteklerden mahrum bırakılmaktadır. İlçelerimizin tamamında temel uğraş bitkisel ve hayvansal ürün üretimi yani tarımsal üretimdir.


Ülkemiz tarımı, Kayseri’deki tarımsal üretim de dahil, komaya girmiştir. Köyler süratle boşalmakta, nadasa ayrılan tarım dışı arazi, yıldan yıla artmaktadır. Kırsal alanda yaşamakta olan insanımız Tarımsal üretimden çekilerek tüketici olma yolundadır. Üreticilerimiz, ekmekten yumurtaya, makarnadan bulgura kadar gıda ihtiyaçlarını bir zamanlar kendisi üretirken son yıllarda bu ihtiyaçlarını şehirdeki marketlerden karşılamaktadır. Şeker Fabrikasının sözleşmeli olarak ektirdiği pancar tarımı da olmasa köyler kısa sürede boşalacaktır. Tarımsal girdi fiyatlarının yüksekliği bir yana, üreteceği ürünü satabileceğinden endişeli olan çiftçilerimiz üretim yapıp yapmama yönünden karasızlık içindedir.
Özel bankalardan alınan kredilere karşılık ipotek gösterilen tarlaların ciddi miktardaki bir bölümü, bankaların varlık şirketlerine geçmiş bulunmaktadır. En kısa sürede gerekli yasal düzenlemelerle Devlet Bankaları tarafından kredilendirilerek bu arazilerin asli sahiplerine geri verilmesi yönünde çalışmalar başlatılmalıdır.


Yakın bir zamanda ilimize gelecek olan Tarım işçileri için en kısa sürede korona virüsten korunmalarını sağlayabilecek yaşamsal alanlar oluşturulması yönünde üreticilere herhangi bir duyuru yapılmamıştır. Gelecek olan tarım işçilerinin insanca yaşayabilecekleri yaşam alanları oluşturularak sağlık kontrolleri de belirlenecek bir program dahilinde yapılmalıdır.
Dünyanın birçok ülkesinde çok daha vahim bir şekilde can kayıplarının yaşanmakta olduğu korona virüs salgınının, halkımızda oluşturulacak olan toplum bilinci ile daha az bir kayıpla atlatılacağına inanmaktayız. Kendi evlerinde karantina uygulamaya çalıştığımız insanlarımızın aç kalmamaları için tarımsal üretimin devamı için destekleri mutlaka artırılmalı ve tarımsal üretim kesintiye uğratılmamalıdır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39