Bu günlerde muhalefetin en çok dillendirdiği konu bu.
Ortada bir proje yok, sadece ve sadece Erdoğan karşıtlığı...
Peki, bir ülkeyi yönetmek için bu slogan yeterli mi? Elbette değil.
Türkiye Cumhuriyeti 85 milyon nüfusa sahip büyük bir ülke. Bir yönü Avrupa’ya bakıyor, bir yönü Ortadoğu’ya, bir yönü Türk dünyasına bakıyor.
Basit bir sloganla, tepki ile nefretle koskoca bir ülke yönetilemez. Bir cumhurbaşkanı adayının ülkenin ekonomisini nasıl kalkındıracağı, milli sanayii nasıl kuracağı, eğitimi nasıl yükselteceği, turizmi, tarımı nasıl geliştireceği, milli güvenliği nasıl sağlayacağı çok önemli.
Millet İttifakının ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyduğu tek bir proje yok. Bir tarafta HDP, bir diğer tarafta Millet İttifakı ve bileşenleri Erdoğan gitsin diyorlar. İyi de bir ülke tepki ile yönetilemez ki! Coğrafyamız bizim hem şansımız hem riskimiz. İşte yanı başımızda Suriye, işte Irak’ta yaşananlar, Rusya ve Ukrayna Savaşı devam ediyor. Bu bölge çok sancılı bir bölge. Bu bölgede güçlü bir devlete ve güçlü bir lidere ihtiyaç var. Bunu kabul etmek gerek.
Elbette AK Parti ve Erdoğan 20 yıl boyunca yorulmuştur, hataları da olmuştur. AK Parti kadrolarının da hataları olmuştur. Bunu kabul ediyorum ancak Sayın Cumhurbaşkanının istikameti doğrudur. Sayın Cumhurbaşkanı milli bir devlet, güçlü bir devlet hayal etmektedir. Bu coğrafyada güçlü bir devlet olmadan ne Türk dünyasına ne de İslam dünyasına yardım edebilirsiniz. Peşinen şunu söyleyelim; Türkiye de bölünmek istenen ülkelerden birisidir. Suriye’de bir gecede iç savaş çıkartılmış, Irak parça parça edilmiş, Lübnan 50 yıldır istikrarsız…
“Hedef ülke Türkiye!”
Bu bir paranoya değil, bunu hepimiz biliyoruz. İşte Libya’da yaşananlar…
Amaç İslam dünyasını ortadan kaldırmak ve sözde Büyük İsrail devletini kurmaktır.
Bu projeye Amerika Birleşik Devletleri de Avrupa Birliği de ve onlarla bağlantılı partiler ve medya da destek olmaktadır.
Değerli arkadaşlar, değerli okuyucularımız, elbette ekonomide sıkıntılar var, elbette hukuk alanında sıkıntılar var, ancak bunlar aşılması güç sıkıntılar değil. Bu ülke bölünürse, bu ülkede iç savaş çıkarsa, bu ülke PKK yandaşlarının hedefi haline gelirse milli devleti nasıl ayakta tutacaksınız. O nedenle tüm eksikliklere rağmen bu ülkeyi düze çıkartacak olan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan’ı sevmeyebilirsiniz. Peki, çocuklarınızı da mı sevmiyorsunuz?
Bölünmüş parçalanmış bir Türkiye’de çocuklarımız nasıl huzur içinde yaşayacaklar?
Bu anlattıklarım size masal gibi mi geliyor? O zaman Suriyelilere niçin kızıyorsunuz! Suriyeliler ülkesini isteyerek mi terk ettiler? Suriyeli çocuklar bir gecede okulsuz kaldılar.
Onların da okulları vardı, iş adamları fabrikaya gidiyordu. Fabrikaları kapandı bir gecede fakirleştiler. O nedenle duygusallığı bırakalım. Hataları, eleştirileri 14 Mayıs sonrasına bırakalım. Ancak istikameti doğru olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a destek olmamız gerekir. Çocuklarımız için, yarınlarımız için, güçlü Türkiye için, Türk dünyası için, İslam dünyası için Erdoğan’a ihtiyaç var.
Öfkeyle kalkan zararla oturur. Gelin öfkemizi, kızgınlıklarımızı erteleyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.