Leş kargaları…

Ankara’da yaşayan gazetecilerin yakından tanıması gereken hayvan leş kargasıdır. Bu kargalar hakkında uzun uzadıya bir araştırma yaptım. Bir tek cümle ile özetleyecek olursak şöyle tanımlarız. 

Kargagillerden olup, Avrupa ve Asya’da orman, çayır ve bahçelerde yaşayan, başı kara, vücudu kül rengi bir kuştur. Aslında kamuoyunda bilinenin aksine bu hayvanlar ekolojik sistem içinde önemli bir yer tutuyor. Doğanın temizlenmesine katkı veriyorlar. 

Ancak biz daha çok kavramsal anlamına bakmalıyız. Hayatın her noktasında ve toplumun her kesiminde leş kargaları bulunabilir. Ama en çok da siyasette var. Biz Ankara gazetecileri leş kargalarını her daim yakından takip eder ve biliriz. 

Aklıma nereden düştü bu kavram diye soracak olursanız. Daha iki ay kadar öncesine kadar badem gözlü olarak nitelendirilen, Piro olarak öne çıkarılan Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılanları görünce birdenbire şimşek çaktı. Ulan ne vefasız bu siyaset dedim. Düşmeye gör… Ayağın bir tökezlesin seyret sen gümbürtüyü… Kılıçdaroğlu’nu Merzifon eşeği ile kıyaslamak isteyen ahlaksızlar bile oldu. 

Bu tipler yeni değil. Recep Tayyip Erdoğan hatırlarsanız 10 sene kadar önce bir ameliyat geçirdi. Bu ameliyatı fırsat bilen Fetö’cüler, parti içindeki bazı ihtiraslılar hemen harekete geçerek Erdoğan sonrasını planlamaya kalktılar. Halen bile Erdoğan’ın sağlık durumu üzerinden siyaset yapıyorlar. Ölmesini bekleyen leş kargaları var. 

Bugünlerde ise topun ağzında Kılıçdaroğlu var. Kabul etmek gerekir ki tüm farklı kesimleri demokrasi çatısı altında bir araya getirmeyi başardı. Barajı geçemeyecek küçük partilere demokrasi için uzlaşma için vekiller verdi. Ankara ve İstanbul Belediyesi Başkanlarına Cumhurbaşkanı yardımcılığı verdi. 

Daha önce de yerel seçimlerde kimse kapılarını çalmazken Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı Belediye Başkanı yaptı. Demek ki Kılıçdaroğlu’nun ekmeğinin tuzu yok. Vekil olmak için kapısında yatanlar vardı. Yanlış siyaset yaptığı dönemde eleştirmeyenler şimdi kalkmış Kılıçdaroğlu’nu yerden yere vuruyorlar. 

Zoom’dan toplantı yapıyorlar. En çok güvendiği, makam verdiği insanlar bu toplantılara katılıyor. Siyasette yarış önemli. Elbette değişim olur. Ancak bunu gizli kapaklı yapmak ahlak dışıdır. 

Ayrıca Kılıçdaroğlu bize vekillik versin diyerek kapıda bekleyenlerin şimdilerde ahlak abidesi kesilmeleri gülünç geliyor. Niye o zaman aday olmasına itiraz etmediniz. Ümit Özdağ ile görüşmesine neden sesiniz çıkmadı. Millet aptal mı? Sizin niye sustuğunuzu bilmiyor mu? Ya kazanırsa gelsin koltuklar dediniz. 

Burada bir not düşmek isterim. Bu yazım tüm siyasi partiler ya da insanlar için geçerlidir. Kim vefasızlık yapıyorsa üzerine alınabilir. Özel bir kişi ya da grup hedef alınmamıştır.  

Dönelim leş kargaları meselesine. İnternette bir mecrada kargalar ile ilgili bir metin buldum. Metinde aynen şunlar yazıyor. Kargaları çok severim, leş kargaları hariç. Ölen şeylerin üzerine tüneyen karartılar, kalanlardan bir parça koparmak ümidiyle hareket eden yaratıklar… Riyakâr, sevimsiz… Aynı familyayı paylaştıkları diğer bireylerin yüzkaraları, leş kargaları. Nerede var olan bir şey son bulsa, onlar hemen oradadırlar, hemen “alçalırlar”, yakınlaşırlar, hiç zaman kaybetmeden, en ufak bir fırsat bulduklarında ellerinden gelen her şeyi yapar, o leşi daha leş bir hale getirmek için tüm güçlerini kullanırlar. 

Gagalarıyla pislettikleri bazı etler çabuk kopar, bazı etlerse vücutlarına olan tüm bağlılıklarıyla oldukları yerde kalırlar, belki uzarlar leş kargalarının çekiştirmeleri sebebiyle, ama kopmazlar. Leş kargaları her yerde ve her zaman olacaklar. Önemli olan öncelikle ölmemek, sonrasında vücuduna saygı duymak. 

Leş kargaları hayatın her yerinde ve her dönem olacaktır. Önemli olan bu kargalara yem olmamaktır. Ahlaklı olmaktır. Vefalı olmaktır. Ama Ankara’da tüm siyasi partileri içerisine alan bir leş kargası istilası vardır. Dün de vardı yarın da olacaktır. Ama esas olan insan olmaktır.