Gelelim Şemsettin Şemsettinoğlu’na… İlk tanışıklığımız, Talas’ta, şimdilerde Çamlıbel olarak işletilen çay bahçesinde oldu. O zamanlar kentin en ihtişamlı düğünleri, burada havuzbaşında yapılırdı. O havuzbaşının olduğu yer sonraları belediye garajı oldu. Güzel havuz, taşla toprakla doldurulup üstü örtüldü. Kala kala Hulusi Ateş ve oğullarına, ön taraftaki alan kaldı.
Yıllardır, Kayserililerin soluklandığı, buluştuğu ilginç bir yerdir, Çamlıbel…Cümbüşüyle uduyla, Kayseri ağzı türküleri, şarkılarıyla, Şöförler Odası Başkanı Ali Ateş ağabeyin kardeşi Hulusi Ateş, tam bir gönül adımıdır, bilen bilir.
Neyse lafı uzatmayayım, yıl 1977. Bağımsız bir belediye başkan adayı olarak ortaya çıkan Şemsettin Şemsettinoğlu, Talas’daki şimdilerdeki Çamlıbel isimli bahçede basın toplantısı düzenledi. Rahmetli Şemsettin Çetinsöz, Mehmet Kocakahyaoğlu, Mehmet Kiracıoğlu ağabeyler, Üstün Tuncer, Salih Balcı ve ben toplantıya katıldık. CHP’den Kayseri belediye başkan adayı merhum Niyazi Bahçecioğlu, Adalet Partisi'nden gazeteci ağabeyimiz merhum Hacı Ali Şapçı başkan adaylarıydı. MHP’de Şapçı’yı destekliyordu.
Şemsettin Şemsettin’de bağımsız adaylığını açıkladı. Hayli renkli kişilikti. Yapacaklarını yalın biçimde, lafını çekmeden anlattı. Hiç unutmadığım sözü bu toplantıda "Ben hayatı 24 saat yaşayan bir adamım. Sizden biriyim. Öyle şaaa,süslü masalar. Sekreterler, dört dolanan adamlar bilmem… Herşey açık ve şeffaf olacak. Her şey vatandaş için olacak" olmuştu…
Kayseri’de adaylığı büyük yankı yarattı… Kiçikapı meydanındaki ofisinden, beyaz bir ata binip, Cumhuriyet alanına gelip, yer altı çarşısının sonradan yıkılan Valilik karşısındaki upuzun bacasının yanındaki kürsüye çıkıp, buradan adaylara ayrılan saatler çerçevesinde Kayserililere seçim konuşması yapıyordu…Amma ne konuşmalar. Halkın anlayacağı dilden konuşuyor, zaman zaman öfkesini yenemeyip, argo kelimelerde kullanıyordu. Seçim konuşmaları benim diyen partiler kadar kalabalıktı. Gür sesiyle ,mikrofondan etrafı inletiyordu.Zaman zaman da kürsünün hemen sağ tarafından görünen, önce market ,şimdilerde bir beyaz eşya mağazası olan CHP il ve ilçe örgütlerinin bulunduğu yere dönerek, tüm öfkesiyle, uzun parmaklarıyla eleştiriler yöneltiyordu…
Seçimi Niyazi bey kazanmıştı. Sonra, Şemsettin Şemsettinoğlu, 1978’de Kayserispor başkanlığına adaylığını koydu. Büyük Sinemada yapılan kongreye katıldı. Bu kongre Kayserispor kulübünün kurulduğu günden bu yana en katılımlı ve en kalabalık kongresiydi. Yaklaşık 1900 kişi oy kullandı. Taraftarlarının omuzlarında Kiçikapı’daki ofisinden davul-zurna eşliğinde geldiği Büyük Sinemadaki kongreyi de Osman Erköse’ye karşı kaybetti. Sonrasında bu ünlü kabadayı, tanzim satışlar yoluyla yağ ve diğer gıdaların satıldığı dönemde sahneye çıktı. Halka tenekelerdeki margarin ve sıvı yağıların belediye tarafından düzenli olarak dağıtılmadığı ve karaborsaya düştüğü gerekçesiyle Sahabiye Mahallesi Ahmetpaşa caddesinin bir arka sokağındaki tanzim deposunu atıyla, adamlarıyla gelerek bastı. Yağları kapıya çıkartıp kuyruktaki vatandaşlara tükeninceye kadar sattı. Duruma polis el koydu, yargılandı. Sonra mahkumiyeti nedeniyle kısa süreliğine düştüğü kiradaki İncesu Cezaevini, sahibinden satın alarak, gündem yarattı.
O zamanlar Hürriyet Gazetesi'nde çalışıyordum. Müdürüm Mahmut Sabah’tı. Bir gün İstanbul’dan Hürriyet ve dönemin ünlü kitap yazarı Necmi Onur Kayseri’ye geldi. Şemsettin Semsettin’in Erciyes eteklerindeki Hisarcık sırtlarında satın aldığı kayalık taşlık alanı şimdilerde önce Elit sonra İdeal Tesisleri olarak bilinen yeri elleriyle, kazmayla kürekle cennete çevirdiği yerde Necmi Onur onunla röportaj yaptı. Sonra bu röportajı kitaba dönüştürdü… Şemsettin ağabeyle, son olarak eşinin cenazesinde görüştük. Sonrasında birkaç cenazede de selamlaştık.
Yiğit bir adamdı… Son kabadayıydı… Organize suç örgütlerinin, mafya bozuntularının, çakalların borusunun ötmediği, ötemediği Kayseri’de nevi şahsına münhasır bir adamdı… Fakir fukarayı korur kollar, kul hakkı yemez, hak arardı.
Halkın üzerinde oynanan oyunları bozar, ifşa ederdi. Haksızlığa boyun eğmeyen, dik bir adamdı.. Bileği güçlüydü, yüreği yufka…
Allah gani gani rahmet eylesin. Kayseri’den bir gerçek kabadayı, gerçek bir hak arayıcısı, bir ağabey geldi geçti…
KAYSERİ TELGRAF-OKTAY ENSARİ KÖŞE YAZISI
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.