GAZZE VE AVRUPALI GENÇLER

Refik Tuzcuoğlu
19 Ağustos 2025 Salı 15:06
Gazze ve Avrupalı Gençler
Refik Tuzcuoğlu
Size bir sorum olacak.
Peşin peşin söyleyeyim; “Bu nasıl soru, böyle bir soru mu olur?” diye alevlenmeyin hemen.
Şöyle sakin bir ortam bulun önce. Biraz soluklanın hele. Düşüncelerinizi yoğunlaştırın. Sorum şu:
“Küçük yaştaki kız çocuğunuzu karşıdaki markete su almaya gönderseniz.. Bir müddet sonra annesi de aynı markete doğru peşi sıra evden çıkmış olsa.. Siz de balkondan izliyorsunuz.. Bir grup güvenlik görevlisi bağrına bastığı bir şişe suyu güçlükle taşıyan minicik yavruya sebepsiz yere aniden saldırıp darp etmeye başlasa ne yapardınız? Sonra onunla da yetinmeyip masum yavrucağı başından vurup öldürseler. Peşi sıra aynı markete giden ve yavrusunun o haline şahit olunca kendisini kaybeden anneyi de katletmiş olsalar...”
Durun!
Daha fazla düşünmeyin. Çıkın hemen o girdaptan. Ben biraz odaklanmıştım bu soruya. Bir müddet dalıp gitmişim. Sonra içimde oluşan öfke gözümü kararttı. Aklım başımdan gidecek gibiydi. Kendimi tanıyamaz oldum bir an.
“Şimdi nereden çıktı bu keyifsiz soru?” diyeceksiniz.
Gazze’den yayınlanan bir görüntü beni böyle trajik bir yolculuğa çıkardı. Küçücük bir kız çocuğu, elindeki su şişesini zorlukla taşıyor. Sonra sırtlandan daha vahşi bir el, vicdandan nasipsiz bir karanlık cani minicik yavruyu roketle vuruyor.
Bir başka hadise şöyle. Kucağında küçük yavrusuyla yürümekte olan bir anne. Önce çevresine birkaç kurşunun düştüğü fark ediliyor. Kadıncağız son derece vakur, yürüyüşünü bozmuyor. Birkaç adım daha atabiliyor. Sonra başına isabet eden bir kurşunla öylece yere yığılıyor. Minik yavru annesinin kucağından yere savruluyor.
Gazze’de böyle onlarca katliam haberini izlemekten kahrolduk artık. Duygularımız, hissiyatımız, psikolojimiz alabora oldu.
Hani Türkiye’de içinde ana muhalefetin de olduğu bazı çevreler Hamas’ı terörizmle suçladılar ya! Onlarca yıldır baskı ve zulüm altında yaşayan bir toplum, açık hava hapishanesine dönüştürülen bir coğrafya. Gıdaya ulaşmak zor. Nerede, ne zaman bir belaya bulaşacağınız meçhul. Ölümle kol kola yaşanılan yıllar. Onlara bu zulmü reva görenler medeni dünyanın temsilcisi oluyor öyle mi? Yaşatılan zulme başkaldıran ve kendisini savunmak isteyen Filistinliler ise terörist. O günahsız kız çocuğunu korumak isteyen, o kucağında çocuğuyla öldürülen annenin intikamını almak isteyen katil mi oluyor şimdi?
Camiide imam hutbe okumak istiyor ancak açlıktan bitap vaziyette. Takati kalmamış, ayakta zor duruyor. Hutbe okumaktan vazgeçiyor ve son kalan enerjisiyle namaza yöneliyor. Şu an Gazze’nin yaşadığı fotoğraf bu. Nasıl bir dünyada yaşıyoruz böyle?
Gazze’nin yaşadığı zulümler, Batılı hükümetler nezdinde istenilen etkiyi bırakmamış olsa da halklar düzeyinde durum farklı. Sosyal medya üzerinden Avrupalı gençler Gazze’de olan biteni çok sıkı takip ediyor. Filistinliler’in bunca zulme rağmen gösterdikleri sabır ve metaneti anlamakta zorlanıyorlar. Bu direnme azmi nasıl oluyor? Bu onurlu duruşu sonuna kadar muhafaza iradesi nerden geliyor? Gazze direnişine katılan delikanlı oğlunun cenazesi önüne getirildiğinde yüreğinde bir sancı hissetse de; “Şehadet makamına erişti, Rabbim mübarek etsin” diye teselli bulabilen anneler, babalar.. Bu nasıl bir inanç sistemi diye merak ediyor Avrupalı gençler.
Serdengeçti’nin 1953’te yayınladığı “Kanuni Devrinde Bir Sefirin Hatıratı” isimli eserde G. De Besbecg, Türk toplumunun sosyo-psikolojik yapısına dair tespitlerde bulunmuş. Hiçbir kaybın Türkler’i yıkamadığını kaydetmiş. En zor koşullarda bile toplumu diri tutan iki kavrama işaret etmiş. Biri ‘kader inancı’ diğeri ‘şehadet arzusu’. Bugün Filistin’deki ruh ile Kanuni devrinde Besbecg’in not ettiği ruh aynı.
Bu yüksek irade şimdilerde Avrupalı gençlerin ilgisini çekmiş durumda. İslam’ı araştırmaya başlayan on binlerce gencin olduğu haberlere yansıyor. Gazze Savaşı’ndan sonra gençler arasından İslam’a eşi benzeri görülmemiş bir giriş olduğu dikkat çekiyor.
Globe Eye News; “İslam’a giren gençlerin yüzde 400 oranında arttığını” yazmış. Büyük salonlarda topluca şehadet getiren gençlerin görüntüleri sosyal medya platformlarından paylaşılıyor.
Mehmet Akif; “Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi” diyordu. Bugün Gazze’de şehit olan mazlumların kanları başka coğrafyalarda genç gönülleri filizlendiriyor. Toprağa düşen bedenler temsil ettikleri ruhla zafere koşuyor.
The Economist’in kapağını gördünüz mü bilmiyorum. Yıkılmış bir Gazze görüntüsünün üstünde “İsrail kendi liderlerini yargılamalı” diyor. Evet, muhakkak yargılanmalı Netanyahu. Elinde güçlükle su taşırken roketle şehit edilen minik kız çocuklarının hesabı sorulmalı. Kucağında yavrusunu taşırken ölen annelerin hesabı sorulmalı. Ama bunu İsrail muhalefetinin insafına bırakmak beyhude olur. Bunu insanlık yapmalı. Yoksa insanlığın tüm değerleri bu ağır yükün altında ezilecek.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2010 Kayseri News