“Z KUŞAĞI MAFYASI” VAR
“Z Kuşağı mafyası” var. Raconları dizilerden, propagandaları TikTok’tan. Medyaya yansıyan suç tarifesi kan dondurucu: Kundaklama 10 bin, cinayet 300 bin lira... Peki, bu kanlı işler için neden özellikle çocuklar tercih ediliyor?

18 Ekim 2025 Cumartesi 11:35
Sokağın Freni Patlamadan
Kamera kaydını izlerken adeta kanım dondu. Freni bozulmuş bir bisikletle istinat duvarından metrelerce aşağıdaki beton zemine çakılan sadece 11 yaşındaki Yiğit Cem Altınok’un küçücük bedeni değildi. Onu uçuruma doğru süren akranlarının vicdan enkazıydı aslında. Hiçbir şey yapmadan olan biteni izleyen arkadaşları ise frenleri patlamakta olan bir vicdani çöküşün en acımasız fotoğrafını sergilediler.
Kadıköy’de bir hiç uğruna toprağa düşen Ahmet Minguzzi’nin annesinin Meclis koridorlarında yankılanan adalet çığlığı…
Konya’da arkadaşlarının evini ellerinde bıçakla basan kız çocukları…
Okul koridorlarında arkadaşını tek darbeyle komaya sokan 14 yaşındaki bir başka genç…
Sokakta kız arkadaşını acımasızca saçından sürükleyen, durmaksızın darp eden bir genç kız ve bu vahşeti gördüğü halde engellemeye çalışmayan diğer arkadaşları…
Artık kendimizi kandırmayalım. Bunlar “münferit vaka” değil. Bu, görmezden geldiğimiz, “çocuktur yapar” diye küçümsediğimiz bir zorbalık salgınının en acı meyveleridir. Manşetlerden bize boş gözlerle bakan bu çocuklar nasıl bir duygu ikliminde yetişti? Suça eğilimli bu gençler ne ara bu kadar çoğaldı?
Cevabı sadece polis raporlarında mı aramalıyız? Yoksa eğitim sistemimizde gözden kaçan bir şey mi var? Ekonomik koşullar mı, gelir dağılımı mı? Peki ya gençleri ekranlara kilitlediğimiz dizi ve film senaryoları neyi hedefliyor? Gençlerin önüne allanıp pullanıp rol model olarak sunulanlar kimler? Acaba hukuk sistemimizin suç-ceza dengesinde mi bir sorun var? Belki de hepsi birden.
Gençlerin zihinlerini bilgiyle donatmaya, bedenlerini gıdayla ayakta tutmaya odaklanırken; ruhlarını ve kalplerini nasıl da ihmal ettiğimiz ortada. Bu ihmal, ‘kalp gıdasızlığı’ dediğimiz asıl meseleyi doğuruyor. Bilgiyi verecek okullar inşa ettik ama vicdan inşasında sınıfta kaldık. Allah’ın, yarattığı her şeyin esasına sevgiyi koyduğunu unutan bir nesil, haliyle “yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevme” duygusunu da aşılayamadı. Yaratılış gayesinden ve hayatın anlamından habersiz bu gençler, içlerindeki o derin boşluğu anlık hevesler, sahte güç gösterileri ve şiddetle doldurmaya çalışıyor.
Bu trajedinin köklerini arıyorsak, ilk durağımız okulların o masum gibi görünen koridorları.
Her şey, okul idaresinin “aralarında hallederler” dediği o zehirli tutumla başlıyor. Akran zorbalığı diye adlandırdığımız durum, akademisyenlerin tanımıyla, kasıtlı, sistematik ve güç dengesizliğine dayalı bir şiddet eylemidir. Bir uzman psikoloğun ifadesiyle, bu aslında bir feryat: “Görülmeme, fark edilmeme ve kahredici değersizlik acısının davranışa dönüşmüş hâli” zorbalık olarak tezahür ediyor.
Ve unutuyoruz ki, aile ilk mekteptir. Çocuğun şahsiyetinin temellerinin atıldığı ve karakterinin mayalandığı ilk kutsal ocak. O mektep, huzurla, sevgiyle, helal lokmayla, maneviyatla değil de ihmal ve şiddetle işlemeye başladığında, çocuk fıtratından uzaklaşmaya başlıyor. Bu zehirli atölye, iki tür “arızalı ürün” çıkarıyor: Biri, ruhu lime lime edilmiş, korunma ve aidiyet arayan bir mağdur. Diğeri ise şiddetin bir güç aracı olduğunu öğrenen ve hiçbir bedel ödemediği için bunu bir hayat tarzı hâline getiren zorba.
İşte ailenin sevgi ve ahlakla mayalayamadığı, okulun koruyamadığı, toplumsal müesseselerin saramadığı bu yaralı ruhlar, sokağın acımasız pazarında anında alıcı buluyor. Pusulasını kaybetmiş genci avlamak için pusuda bekleyen avcılar var. İlk durak, yanlış akran seçimi. Unutmayalım, arkadaş insanın aynası. O ayna karanlığı yansıtıyorsa, çocuğun dünyası da kararmaya başlıyor. TÜİK’in alarm veren rakamları bu karanlık hasadın boyutunu ortaya koyuyor: Suça sürüklenen çocuk sayısı bir yılda %13 artış göstermiş. Sokak çeteleri ve yeni nesil mafya, bu çocuklara okulda ve evde bulamadıkları her şeyi vaat ediyor: Sahte bir aidiyet, güç, korunma ve lüks yaşam hayalleriyle kolay para.
Asıl trajedi ise, bu çocukların ıslahında istenilen başarıyı elde edememek. Uluslararası Şiddeti Anlama Kongresi Başkanlığı da yapan Prof. Dr. Oğuz Polat Türkiye’de çocukları ıslah edecek kurumlarla ilgili sorunlara dikkat çekiyor.
Ve pazar… Bu yeni pazarın tezgâhları artık karanlık sokaklarda değil, hepimizin elindeki telefonların ekranlarında. Karşımızda “Z Kuşağı mafyası” var. Raconları dizilerden, propagandaları TikTok’tan. Medyaya yansıyan suç tarifesi kan dondurucu: Kundaklama 10 bin, cinayet 300 bin lira... Peki, bu kanlı işler için neden özellikle çocuklar tercih ediliyor? Cevap, Türk Ceza Kanunu’ndaki cezai indirimler. Hukukun çocuğu korumak için getirdiği bir zırh, çetelerin elinde onu suça iten bir silaha dönüşüyor.
Peki, bu şeytanî çark nasıl kırılır?
Asırlar evvel Mevlana’nın “Çocuk, babasının sırrıdır” diye tarif ettiği o kutsal emanet, bugün kimlerin sırrını taşıyor? Çözüm, sadece polisiye tedbirlerde değil, topyekûn bir seferberliktedir. Çözüm, o ruh boşluğunu dolduracak bir karakter eğitimi ve şahsiyet inşasıdır. Şiddetin panzehiri, kalplere merhamet ve şefkat aşılamaktır. İnanç ve maneviyat olmadan bu mümkün değildir. Gence, yaptığı her hareketin bir gün hesabını vereceği şuurunu kazandırmaktır.
Bunun üzerine elbette, çocukları tetikçi olarak kullananların cezasını katlayan, cezasızlık algısını yerle bir eden bir hukuk düzenlemesi şart. Nitekim AK Parti Grubu’nun bu yönde bir çalışma yürüttüğünü biliyoruz. Çocukları topluma geri kazandıran bir ıslah sistemini yeniden gözden geçirmeliyiz. En temelde ise aileyi ayakta tutan sosyal politikalar ve okullarda zorbalığa karşı sıfır tolerans gösterecek bir eğitim iradesi gerekiyor.
Yiğit Cem’in o freni patlak bisikletiyle yuvarlandığı uçurum, hepimizin hikâyesi. Freni tamir etmediğimiz her gün felakete doğru gidiyoruz.
YENİ AKİT KÖŞE YAZISI
REFİK TUZCUOĞLU
Pancar'da ekmek de var para da var huzur da var mutluluk da varŞeker pancarı üretimi yapan Mahmut Tuncer:Pancar'da ekmek de var para da var huzur da var mutluluk da var.18 Ekim 2025 Cumartesi 12:13KAYSERİ
Altun: "Bu şehirde ulaşım bir ihtiyaç değil, bir külfet haline gelmiştir"SAADET PARTİSİ KAYSERİ İL BAŞKANI ALTUN, TOPLU TAŞIMA ÜCRETLERİNE ZAMMA TEPKİ GÖSTEREREK, "BU ŞEHİRDE ULAŞIM BİR İHTİYAÇ DEĞİL, BİR KÜLFET HALİNE GELMİŞTİR" DEDİ.18 Ekim 2025 Cumartesi 11:49KAYSERİ
“Z Kuşağı mafyası” var“Z Kuşağı mafyası” var. Raconları dizilerden, propagandaları TikTok’tan. Medyaya yansıyan suç tarifesi kan dondurucu: Kundaklama 10 bin, cinayet 300 bin lira... Peki, bu kanlı işler için neden özellikle çocuklar tercih ediliyor?18 Ekim 2025 Cumartesi 11:35EĞİTİM
Teknik direktör Djalovic, “İyi bir kamp süreci geçirdik"ZECORNER Kayserispor'da Samsunspor hazırlıkları,Teknik direktör Radomir Djalovic, “İyi bir kamp süreci geçirdik"18 Ekim 2025 Cumartesi 11:25SPOR
Gideon Jung, 3 ay süre ile sahalardan uzak kalacakSÜPER Lig ekiplerinden Zecorner Kayserispor'da sakatlık geçiren Gideon Jung, 3 ay süre ile sahalardan uzak kalacak.18 Ekim 2025 Cumartesi 11:13SPOR
Başkan Çolakbayrakdar'dan Yeniden Refah Partisi Kongresine mesajYeniden Refah Partisi Kayseri Kongresi’ne katılmayan Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar'ın gönderdiği mesaj kongre salonunda okundu.18 Ekim 2025 Cumartesi 11:11KAYSERİ
Erbakan Kayseri'de konuştu Daha çok terleyeceğizFatih Erbakan: "Kayseri'de konuştu Daha çok terleyeceğiz"18 Ekim 2025 Cumartesi 11:04POLİTİKA
Yeniden Refah Partisi Kayseri'de 3.Olağan Kongresini YaptıYeniden Refah Partisi Kayseri'de 3.Olağan Kongresini Yaptı,Yeniden Refah Partisi Kayseri 3. Olağan Kongresi İl Başkanı Ali Özcan'ın konuşması ile başladı18 Ekim 2025 Cumartesi 11:02KAYSERİ
Başkan Büyükkılıç, 7'nci Kayseri Bilim Festivali'nin Açılışını Yaptı“Kayseri Bu İşlerin Merkezi”18 Ekim 2025 Cumartesi 10:29KAYSERİ
Başkan Büyükkılıç’tan Taraftara ÇağrıKayserispor–Samsunspor maçı öncesinde Başkan Büyükkılıç, tüm Kayserilileri takıma destek olmaya davet etti.17 Ekim 2025 Cuma 16:08KAYSERİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2010 Kayseri News