• BIST 8458.33
  • Altın 1614.997
  • Dolar 27.5643
  • Euro 28.9735
  • Kayseri 16 °C
  • Ankara 17 °C
  • İstanbul 20 °C

“Pislikler, hayvanlar, öküzler, zırdeliler...”

Sinan Burhan

Bu cümle bana ait değil. Trabzon’un Of ilçesinde kendisini laik seküler olarak tanımlayan bir kadın, başörtülü-çarşaflı kadınları hastane kuyruğuna sıra beklerken görünce bu lafları etmiş. Kim bilir nasıl bir duygu dünyası var hanımefendinin. Başörtülü görünce kırmızı görmüş boğaya dönüşmüş. Bu cümleleri kurarken vatanı kurtardığına bile inanmış olabilir. Cumhuriyetin kurulmasıyla beraber ortaya çıkan seküler faşizmin eğitim müfredatının doğal sonuçları bunlar. 

Ne ekersen onu biçersin. Eğitim sistemimiz öyle bir müfredat ortaya koyuyor ki, ha başörtülü olmuşsun ha Yunan’a asker olmuşsun. Dindar kitleler yönelik hep bir paranoya vardır. 

Gün geçmiyor ki büyükşehirlerde başörtülü kadınlara yönelik bir saldırı girişimi olmasın. Nasıl bir ruh halidir anlamak mümkün değil. Bu topraklar hepimize yeter. 

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu bir sohbetimizde, biz koskoca ülkeye sığmadık ama cezaevinde iki metrelik hücrelere sığdık demişti. Sağcısı da solcusu da bu ülkeyi kurtarmak için mücadele ettiklerini düşünmüşlerdi. 12 Eylül karanlık darbe süreci öncesinde iç savaş çıkarılmıştı. Bazı mahallelere ülkücüler, bazı mahallelere solcular hakim olmuştu. Kurtarılmış bölgeler oluşturmuşlardı. Çok bedel ödendi. Çok can yandı. 

Yine geçtiğimiz günlerde Marmaray’da yaşanan skandal bir olayda, bir kadın, yanında oturan başörtülü kadının başörtüsünü çıkarmaya çalıştı. Bu saldırgan davranışa şahit olan bir genç ise olaya kayıtsız kalmayarak sert bir tepki gösterdi. Genç adam, kadına “Milletin ne giydiğine ne karışıyorsun, ben senin giyimine karışıyor muyum? Benim annem de çarşaflı, kimsin sen?” şeklinde tepkisini dile getirdi. Kadın ise bu tepki üzerine “Kolunu kırarım” şeklinde karşılık verdi. Yaşananlar, olayın kayıt altına alınmasıyla sosyal medyada yayıldı. 

 Son günlerde, özellikle televizyon ekranlarında ve kamuya açık alanlarda, kadınların tesettür giyim tarzı üzerinden hakarete varan söylemler ve psikolojik şiddet vakaları yaşanıyor.. Şu durum artık netleşti. Bu devletin ve ülkenin sahibi seküler Kemalistlermiş. Bu kitle üstenci bir dil kullanıyor. Hoyratça açıklamalar yapıyor. Aşağılıyor. Devlet de benim, yargı da benim, asker de benim, eğitim de benim diyor. 

AK Parti ve Erdoğan döneminde atılan demokratik adımlar olmasa muhafazakarlara yaşam hakkı vermeyecekler. Bu ülkede seküler Kemalist dil bölücüdür. Bu ülkenin birliğine hizmet etmez. Bu coğrafya kadim medeniyetlere beşiklik etmiştir. Farklı diller, dinler, kültürler bu coğrafyada yaşamıştır. Bu ülkenin kalkınması birlikte yaşama kültürüne bağlıdır. Bu ülkede kimse birinci sınıf vatandaş değildir. Herkes eşittir.  

İşin en acıklı tarafı ne biliyor musunuz. Bu kadınlar başörtüsüne bu kadar tepki koyuyor da bazı başörtülü vatandaşlarımız başörtüsünü niçin taktıklarını biliyor mu? Burada bir genelleme yapmayalım en azından bazıları diyelim. Başörtüsü bir duruş ve tavır demektir. İslam’ı yaşama iradesi ortaya koymak demektir. Başörtüsü takmak demek ben İslam’ın temel prensiplerini günlük hayatımda yaşayacağım demektir. Peki gerçekten yaşanıyor mu? Son dönemde başörtüsü bir kıyafet derecesine indirildi. Başörtülü sanatçılar, dansçılar, tiktok yıldızları, sosyal medya fenomenleri aldı yürüdü. Geleneksel bir kıyafete dönüştü. Başörtüsü takmak moda oldu. 

Seküler Kemalistler bence sevinmeli. Biraz daha sabretseler bazıları için başörtülü olmanın bir anlamı olmadığını görecekler. 

Onlar da değişti dönüştü. Başörtüsü takmak devrimci bir duruş gerektirirdi. Bu ruh kayboldu. Bir moda haline dönüştü. Yazık oldu. 

Bu yazı toplam 88 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0352 231 31 39