Ünsal Ban: Türkiye’nin politik riski düşecek…

Yeni Türkiye’nin yeni hedeflerini özetleyen Prof.Dr.Ünsal BAN, “Katma değeri yüksek teknolojik mal üretimimizin gerçekleşeceğini, yerli otomobilden helikoptere, uzay mekiğinden uyduya kadar seri üretim yapabileceğimiz, nükleer santrallerle enerji bağımlılığımızın sona ereceği ve bu dönüşüm ile Türkiye’nin 12 yılda 30 milyar dolardan, 150 milyar dolara yükselen ihracatın  500 milyar dolara çıkarılabiliriz.   Yine bu dönüşümle GSYİ hasılanın 2 trilyon dolara ulaşacağı, fert başına gelirin artacağı, milletimizin yaşam kalitesinin yükselerek dünyadaki ilk on ekonomi arasına girebiliriz. Ekonomideki dönüşüm, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkenin başında olması sayesinde hiç olmadığı kadar hızlı gerçekleşecek. Ekonomimiz büyüyecek, milletimizin yaşam kalitesi yükselecek” diye konuştu.

 

Gelişen bu makro ekonomik hedeflerle birlikte finansal piyasalarda olumlu gelişmeler yaşanacağını, Türkiye’nin politik riskinin düşeceğini, daha güvenli bir liman haline gelen ülkemizin hisse senetlerine olan talebinin artacağını, şirketlerin piyasa değerleri rekor düzeylere çıkacağına vurgu yapan BAN, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu yeni Türkiye’de kazanan ülkemiz ve milletimiz olacak diyerek konuşmasına şöyle devam etti; “Öncelikle, milletimizin iradesinin tecelli ettiği seçim sonrasında ülkemizin politik riski düşmeye devam edecek. Politik riskin düşmesi oluşacak olan güvenli liman algılaması ile Türk Lirası'nın değerlenmesini ve faiz oranlarının düşmesini sağlayacak. Dahası, sahip olduğumuz istikrar ortamı ile benzer ekonomiler arasında parlayacak olan ülkemizde, hisse senetleri piyasalarına para akışını da hızlanacak. Böylece, borsaya kote olan şirketlerimizin piyasa değerleri artarken Borsa İstanbul'da da yeni yeni rekorlara tanık olacağız.”

 

BAN, muhalefetin topyekün hezimete uğradığını, bu partilerinin tabanlarının artık genel başkanlarının peşinden gitmeyeceklerini söyleyerek, “ Şimdilerde 'Bir Kısım Medya' AK Parti içindeki 'iç tartışmaları' büyüterek öne çıkartıyor ama esas mesele muhalefette. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçileceği yedi yıl öncesinden belli olduğu halde, aday işini son aya bırakan muhalefet, bu seçimde 'topyekun hezimet'e uğradı. Tam manasıyla 'Hezimet-i Ekmel' tablosu ortaya çıktı. Bu tablodan sadece Ekmel Bey'i sorumlu tutmak doğru olmaz. Esas sorumlu çatı partilerinin yönetimleridir. Muhalefette 'çatırdamalar' başlamıştır. Tabanlar ve tabanların gerçek temsilcileri atanmış genel başkanların peşinden 'tıpış tıpış' gitmeyecektir!..” diye konuştu.