Bugünlerde Millet İttifakı cephesinde kavgalar var. Siyasi kavga anlaşılır, sonuçta herkes kişisel iktidar peşinde, İmamoğlu genel başkan olmak istiyor. Özgür Özel top sekerse bana gelir genel başkan olurum diyor. CHP üç parçaya ayrılmış durumda. Ama sonuçta Kemal Kılıçdaroğlu partisine ve delegeye hakim.
Bir müddet sonra bu tartışmalar bitecektir. Ama öyle, ama böyle bir uzlaşıya varılır. Ben bu yazımda siyasi kavgalar yerine medyayı ele almak istiyorum.
Hemen her fırsatta iktidara yakın olan medyaya yandaş diyenler var. Bunu da genellikle sözde tarafsız ve bağımsız gazeteciler yapıyor. Sorsanız ben hiçbir siyasi partiye yakın değilim. Ben gazeteciyim. Ben özgürüm derler. Cumhur İttifakı etrafında yayın yapan medyaya besleme medya, yandaş medya derler.
Adamlara şapka çıkarmamak elde değil. Hem CHP ya da İYİ Parti güzellemesi yapacaksın hem de tarafsız olacaksın. Nasıl beceriyorlar anlamış değilim. Oktay Ekşi uzun yıllar Hürriyet gazetesinde başyazarlık yaptı ve aynı zamanda CHP Milletvekilliği yaptı ama tarafsız gazeteci oluyor. Yine Utku Çakırözer, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yaptı. Şimdi CHP milletvekili. Elbette bir gazetecinin görüşü olur. Ancak Cumhur İttifakını destekleyen gazetecilere yandaş derseniz, besleme medya derseniz olmaz. Bu ikiyüzlü tutumdan vazgeçin. Ertuğrul Kürkçü HDP’den vekillik yaptı. Sorsanız tarafsız gazeteci. PKK terör örgütünü kınayamayan parti HDP’de vekillik yapacaksınız tarafsız olacaksınız. Bu olmaz.
Ha bir siyasi görüşü olmak ayıp değil. Bence bir ilke ve omurgadır. Siz bu memlekette yaşıyorsanız bu ülkenin sorunlarına duyarsız kalamazsınız. Kalmamalısınız. Gazeteciler sosyal sorumluluk sahibi olmalıdır. Ülkemizi ilgilendiren sosyal olgu ve olayları yakından takip etmeli ve taraf olmalıdır. Sonuçta ben tarafsızım, objektifim demek komik geliyor. Ben tarafsız değilim. Ama ahlaklı olmak gerekir. Yalan haber yazmamak gerekir. Gazetecinin en temel görevi doğru bilgiyi paylaşmaktır.
Şimdilerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir açıklaması tartışılıyor.
Ne dedi Kemal Bey “Ben hangi gazetecilerin kimlerden para aldığını biliyorum. Kimlerin onları fonladığını biliyorum” dedi. Bu çok vahim bir iddia. Ne yani parayla haber yapan ve yorum yapan gazeteciler mi var? Hani ilkeli gazetecilik hani tarafsız gazetecilik. Hani bizlere besleme medyası diyordunuz. Kemal Bey’in bu söyledikleri doğruysa yazıklar olsun. Yandaş gazetecilik diye birilerini eleştirenlerin candaş gazetecilik yapmaları tutarsızlıktır.
Sözcü, KRT, Halk TV, Tele1 gibi kanallar bu aralar Kılıçdaroğlu gitsin İmamoğlu gelsin diyor. Medyada İmamoğlu’nun ciddi bir etkinliği var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu için belediye, reklamlarını bu kanallara veriyor. Bir gün Akit gazetesine, Yeni Şafak gazetesine ya da Sabah gazetesine reklam vermediler. Ama bu kanallara ciddi reklam katkısı veriyorlar. Bu durumu fark eden Kılıçdaroğlu bombayı patlattı. Millet İttifakını destekleyen gazetecilerin kimlerden fonlandığını bildiğini söyledi. Bu tartışma çok büyür. Atalarımız büyük lokma ye ama büyük konuşma demiş. Kendi evin camdansa başkasını taşlama…
Yandaş dediğin aşağıladığın insanlara temize çıkar sen çamura bulanırsın.
Borçsuz belediye Sincan….
Burada zaman zaman örnek belediyelerden bahsediyorum. Yine örnek bir belediyeden bahsetmek isterim. Ankara Sincan Belediyesi borçsuz olan bir belediyeymiş. Başkan Murat Ercan öyle söyledi. Ankara’da belediyeler içinde en çok yatırımı yapan belediye olduklarını belirtti. Kamuda ve belediyelerde israfın arttığı, belediyelerin borç yüküne battığı bir dönemde bu başarıyı tebrik etmek lazım. Belediyelerin parası bu milletin, garibin gurabanın parasıdır. Har vurup harman savurmak, israf etmek vebaldir. Neredeyse ülkemizde borçsuz belediye yok. Böyle bir ortamda yatırım birincisi olmak ve de borçsuz olmak başarıdır. Ülke genelinde bu tür örnek belediyeler varsa onlara da değinirim. Başarı örnek alınmalıdır. Tebrikler….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.