• BIST 9373.1
    • Altın 4123.941
    • Dolar 38.9122
    • Euro 44.1383

      CHP'Lİ GENÇ: “100 LİRANIN 17 LİRASI FAİZE GİDİYOR”

      CHP'Lİ GENÇ: “100 LİRANIN 17 LİRASI FAİZE GİDİYOR”
      CHP KAYSERİ MİLLETVEKİLİ AŞKIN GENÇ,BÜTÇENİN KADERİ LONDRA PİYASALARINDA YAZILIYOR.

      CHP’Lİ AŞKIN GENÇ:“KUR ARTTIKÇA BORÇ BÜYÜYOR, BORÇ BÜYÜDÜKÇE FAİZ ARTIYOR. BÜTÇENİN KADERİ LONDRA PİYASALARINDA YAZILIYOR”

      CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç,TBMM Genel Kurulunda, Türkiye’nin bir faiz cumhuriyetine dönüştüğünü belirterek, “Bu bütçe, bir tercihler bütçesidir.

      genelkurul.jpeg

      İktidar, yatırım yerine yandaşa,üretim yerine borca, adalet yerine faize kaynak aktarmaktadır. Sermaye giderleri, yani yatırıma ayrılan pay, ilk dört ayda 249 milyar TL. Faiz ödemesi ise bunun neredeyse 3 katı. Yani ülke geleceğine değil, geçmişin borçlarına çalışıyor. Bu borçların yapısı da iç açıcı değil. Brüt borç stokunun yüzde 54’ü döviz cinsinden. Kur oynaklığı demek bu ülkenin bütçesini Londra swap piyasasına emanet etmek demek. Kur arttıkça borç büyüyor, borç büyüdükçe faiz artıyor. Bütçenin kaderi Londra piyasalarında yazılıyor” dedi.

      TBMM Genel Kurulunda, ‘Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri devam ediyor.

      Teklifin 13. maddesinde söz alan CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, AYM’nin iptal ettiği düzenlemelerin neredeyse aynısının torba kanun teklifine eklendiğini vurgulayarak, “İktidarın uzun süredir benimsediği bu yöntem, artık sistematik bir pratiğe dönüşmüştür. Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçeleri dikkate alınmıyor; yalnızca kararın yürürlüğe gireceği tarih bekleniyor, ardından aynı düzenleme hızla teklif haline getirilip Meclis’ten geçiriliyor. Yasama organı bir kez daha, yürütmenin işlemlerini onaylayan bir notere indirgeniyor” diye konuştu.

      Genç, konuşmasının devamında bütçedeki faiz giderlerine değinerek şunları söyledi:

      “TBMM’nin çatısı altında konuşmak, halkın vergileriyle oluşturulan bütçenin akıbetini sorgulamak bizim görevimizdir. Bugün bu kürsüden bir gerçeği tekrar söylemek zorundayız. Türkiye bir faiz cumhuriyetine dönüşmüştür.

      “FAİZE GİDEN PARA TÜM MEMURUN MAAŞI KADAR”

      Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, 2024 yılında merkezi yönetim bütçesinden faiz ödemelerine ayrılan kaynak, 24 yıl sonra ilk kez anapara ödemelerini geride bırakmıştır. 2025 yılında da aynı tablo derinleşerek devam ediyor. Yalnızca nisan ayında bütçeden 260 milyar lira faiz ödemesi yapılmış. Aynı ayda personel giderlerine ayrılan kaynak 274 milyar, yani faize giden para neredeyse tüm memurun maaşı kadar.

      “100 LİRANIN 17 LİRASI FAİZE GİDİYOR”

      2025 yılının ilk dört ayında toplam faiz gideri 724 milyar liraya ulaşmış durumda. Bu da bütçedeki her 100 liranın 17 lirasının faize gittiği anlamına geliyor. Faiz ödemelerinde geçen yıla kıyasla artış oranı yüzde 99. Sormak lazım: Bu ülke kim için yönetiliyor 

      Emekçi için mi, emekli için mi, yoksa alacaklıların keyfi kaçmasın diye mi? İlk dört ayda 885 milyar TL bütçe açığı veriliyor. Aynı dönemde toplam 2 trilyon 810 milyar TL vergi toplanmış ama halkın sofrasına bir dilim ekmek daha koyulamamış. Çünkü vergiler halka değil, faize ve israfa akıyor.

      “İKTİDARIN ÖNCELİĞİ, TEK MERKEZDEN ŞEKİLLENDİRİLMİŞ İDEOLOJİK YAPI”

      İsraf demişken, bir kalemi özellikle anmak gerek: Diyanet İşleri Başkanlığı. 2025 bütçesinden Diyanet’e ayrılan ödenek tam 130 milyar 119 milyon TL. İlk dört ayda bunun 42 milyar lirası harcanmış. Bu bütçe; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan, Dışişleri’nden ve Kültür ve Turizm’den çok daha fazla. Yani iktidarın önceliği sanayi değil, diplomasi değil, üretim değil. Önceliği tek merkezden şekillendirilmiş bir ideolojik yapı.

      “YATIRIMA AYRILAN PAY FAİZ ÖDEMESİNİN 3 KATI”

      Bu kürsüden defalarca söyledik: Bu bir tercihler bütçesidir. Ve iktidar tercihini bir kez daha ortaya koymuştur. İktidar, yatırım yerine yandaşa, üretim yerine borca, adalet yerine faize kaynak 

      aktarmaktadır. Bakınız sermaye giderleri, yani yatırıma ayrılan pay, ilk dört ayda 249 milyar TL. Faiz ödemesi ise bunun neredeyse 3 katı. Yani ülke geleceğine değil, geçmişin borçlarına çalışıyor ve bu borçların yapısı da iç açıcı değil. Brüt borç stokunun yüzde 54’ü döviz cinsinden. Kur oynaklığı demek bu ülkenin bütçesini Londra swap piyasasına emanet etmek demek. Kur arttıkça borç büyüyor, borç büyüdükçe faiz artıyor. Bütçenin kaderi Londra piyasalarında yazılıyor.

      “EKONOMİK VESAYET REJİMİ”

      Bu bir bütçe değil, bir borç ödeme planıdır. Ve bu planın tek kazananı halk değil, alacaklılardır. Türkiye, üretmeden borçlanan; borçlandıkça faize bağımlı hale gelen bir döngüye mahkûm edildi. Faiz ödemeleri anaparayı geçti, bütçe açığı vergiyle değil, gelecek nesillerin sırtına yüklenen borçla kapatılıyor. Buna artık bütçe denemez; bu, ekonomik vesayet rejimidir. Faiz kaleminin tahakküm ettiği bu düzende, milletin cebine değil, yalnızca alacaklıların kasasına çalışılıyor.”

      • Yorumlar 0
      Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
      Diğer Haberler
      Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
      Tel : 0000 000 00 00